Doğanın cömertliği hepimize iyi gelecek

Türkiye’nin tarım kentidir Bursa. Ne ekerseniz ekin hemen karşılığını alırsınız. Doyarsınız, katık yaparsınız, çocuklarınızın geleceğini garanti altına alırsınız. Diktiğiniz ağaçlar anıt olur zamanla. 33’ü sadece Uludağ’da yetişen 173 çeşit endemik bitkiyle dev bir fauna içinde yaşadığını unuttu Bursa… Suyunu alanları, rüzgarını kesenleri, dünyaca tanınan şeftalisini unuttu. Ovasının bağrına saplanan kaçak mahalleleri, kesilen ağaçları, yerinden edilen vahşi hayvanlarını…Devamını Oku →

Satacak bir şey kalmadı…

Literatürde pek kullanmayız ama ‘Türkiye’nin kapitalistleri’ demek zorundayız artık. ABD’li, Rus, İngiliz, Fransız, Alman, İspanyol, Hintli, Japon, Hollandalı, Güney Afrikalı, Malezyalı ya da Çinli kapitalistlere göre ‘etki ve zenginlik düzeyleri’ tartışmaya açık olan bizimkiler, daha emekleme dönemlerini yeni yeni geçmeye başladılar. Daha çok ekonomi dergilerinde isimlerini gördüğünüz, gelir ve kurumlar vergisi sıralamasında ilk 500 ya da ilk…Devamını Oku →

70 yıllık çınar

Gazetecilik yaşamıma 1987 yılında Uludağ Gazetesi ile başladım. Sonra sırasıyla Bursa Hakimiyet, Hürriyet (İstanbul), Bursa Haber, yeniden Bursa Hakimiyet (emekli oldum), Avrupa ve Bursa Haber Gazetesi’nde çalıştım. Halen haftada 4 gün Bursa Haber gazetenizde ve haftalık olarak çıkan Avrupa’da yazılarımla buluşuyorsunuz. Bursa Haber’deki ilk ekonomi müdürlüğüm 1994 yılında rahmetli Kemal Sulaoğlu’nun teklifiyle başladı. O sırada İstanbul’da Hürriyet…Devamını Oku →

Asgari ücret artarsa (2)

Sevgili dostlar, dün sizlere siyasi partilerin asgari ücret için verdikleri rakamlardan yola çıkarak önümüzdeki dönemi anlatmaya çalıştım. İşçi ile işvereni karşı karşıya getirebilecek 1.300 TL ile ilgili gelişmelere bugün de devam edeceğim. Öncelikle ülkemizdeki açlık ve yoksulluk sınırlarını hatırlamamızda fayda var. Türk-İş’in her ay işçi için yaptığı açlık ve yoksulluk sınırı hesabı önemli ipuçları verir. Son olarak…Devamını Oku →

Asgari ücret artarsa (1)

Emeğini ücret karşılığı satan, üretim araçlarına sahip olmayan insana işçi denildiğini biliyorsunuz. Kardan pay almayan, yasaların belirlediği sınırlar içinde kalan, işyerinde belirli sürelerle çalışan, sosyal güvence altında olan, azla yetinmeyi öğrenmiş devasa bir güçten söz ediyoruz. Bu gücün her bir bireyi için işverenler ile hükümet ve sendikalar yılda iki kez biraraya gelerek “verilecek saat ücretini” belirler. Oysa…Devamını Oku →