İhracat ile üretim arasındaki yakın ve içten ilişki bir süredir üretenler aleyhine gelişmeleri beraberinde getirdi. Özellikle Avrupa’ya yapılan otomotiv ihracatı beklentilerin altında kaldı. Pazarların daralması, euro/dolar paritesindeki açılan makas, alım gücünün düşmesi, yeni modellerde gecikme gibi nedenlerin de tetiklediği süreç, Bursa’da üretim yapan Renault ve FIAT otomobil fabrikalarında stratejik kararları biraz erkene çekti.

TOFAŞ Türk Otomobil Fabrikası AŞ’de geçen ay üretimin durmasına neden olan eylemler de bence bu kararların etkileri var. Her 1 dakikada 1 otomobil çıkaran bantlarda çalışan işçilerin haklarını almasının yanındayım. Buraya kadar sorun yok. Ancak 3 yıllık toplu iş sözleşmesi yürürlükteyken işçinin “zam” diye diretmesinin arkasında sadece “geçinememek” olamaz… Saat ücretine yapılacak 2-2.5 liralık artışları işveren göğüsleyebilirdi. Otomobillere yapılacak küçük zamlarla işçinin maaşı ödenirdi… Muhasebe oyunları devreye girerdi… Vergi dilimleri düşürülürdü falan filan… Ama bir direnç var. İleri adım atmakta nazlanan işveren var. Sendika değiştirmek isteyen işçi var. Yeni sendika kuralım diyenler var. Birleşik Metal-İş var. Romanya’da kurulan yeni fabrika var. Bursa’dan gitmek isteyen birileri de olabilir!

İşte böylesi bir ortamda “kimin işine geliyor?” diye düşünmenin tam sırası.

Bursa’daki “ilk 250 firma araştırması”, otomotiv sektörünün gövde gösterisine sahne oldu. Renault, TOFAŞ ve Bosch hemen her kategoride ilk sıralarda… Vergi öncesi karlılık, istihdam, ihracat, kapasite, öz sermaye yerli yerinde ama işçilerle ilişkilerde sorun var.

Hiç aklıma yatmıyor.

Bu arada eylemlere katıldıkları savıyla işçiler işlerinden olmaya başladılar. Söz verilmesine karşın bazı yan sanayi firmaları da işçi çıkardı.

İşte bu da olmadı…

Doğal olarak olup bitenleri halka anlatmak adına Kent Meydanı’nda kurdukları “Diriliş Çadırı“, işçilerin toplandıkları merkez oluverdi…

İş akdi feshedilen işçiler, burada yaptıkları açıklamada, haklarını sonuna kadar arayacaklarını belirterek, yıllardır kendilerinden aidat alan Türk Metal Sendikası’ndan kurtulmak istediklerini kaydettiler.

Ücretlerin artırılmasını istediklerini ancak bu konuda çalışmaların yetersiz kaldığını ileri süren işçilerin sesleri gür çıktı. Verilen bilgiye göre; firmalar çıkartmayacakları sözü vermiş ancak işitme engelliler bile yönetime karşı slogan atmakla suçlanmış.

Engellilerin slogan atamayacakları ortada olduğuna göre çıkarılmaları biraz keyfiyetten gibi geldi bana…

Asla susmayacaklarını, oturmayacaklarını ve anlatmaya devam edeceklerini haykıran işçilerin imza kampanyasına destek çığ gibi…

Bursa’da üretim yapan, burada mucizeler yaratan, Ar-Ge merkezleri olan ve kazanan firmaların artık maliyet hesaplarını daha gerçekçi kalıplara oturtmaları gerekiyor. Gerektiğinde hükümetin ilgili bakanı ile sık sık bir araya gelmek mümkün. Vergide kolaylıklar, kredi olanakları, ihracatta yeni pazarlar, malzeme-hammadde destekleri gibi daha onlarca kalemde görüşmelerle ve yeni mevzuatla sorun hasarsız aşılabilir.

Bursa’da üretim kolaydır ancak işçi mutlaka kazanmalıdır…

 

Adalet herkese eşit uygulanmalı

Bu arada Baro Kadın Hukuku Komisyonu Başkanı Avukat Nevin Canbaz‘a kimliği belirsiz kişi ya da kişiler önce içerisinde iki kurşun ve ‘biri sana biri kızına’ yazılı zarf gönderdi, arkasından evini kurşunladı. Kadın avukata yönelik saldırı Bursa Adliyesi önünde avukatlar tarafından protesto edildi. Saldırganı yüreklendiren olduğu iddia edilen sanık avukat ayağını denk almalı. Mesleksiz kalabilir!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir