Onların oyunları hep tutar (2)
Doların Türk Lirası karşısındaki değerinin artışı ya da azalışıyla ilgilenen Türk halkının asıl nedenler üzerinde kafa yormadığına değinmiştim dün. Bugün biraz daha derinlere inmek istiyorum.
İngilizler, 1800’lerin başından beri Anadolu’yu kimseye bırakmadı! Para ile geldiler ve bir daha da çıkmadılar! Beyoğlu’nda İsrail’i kurarken, İstiklal Caddesi’ndeki Mısır Apartmanı’nda MOSSAD’ın temellerini atarken de buradaydılar! Ama hep bize benzeyenler üzerinden operasyonları yaptılar!
İddia ediyorum bu sistem bugün hala dimdik ayakta! Doların zıplaması ve Ankara’ya mesaj verilmesi de budur!
NEDEN?
Şu an itibariyle Ankara ve İstanbul’u birbirine bağlayan, yani başkentle büyük sermaye arasında köprü olan bir isim var! İstanbul’daki 4 büyük aile (Siz bunları biliyorsunuz!) için, bu isim çok önemli… Dört büyüklerden biri, muhalefet ile derin ilişkiyi dizayn eden aile! Bir de yakın zamanda Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşen Bloomberg var!
Bloomberg, o isim için dünyayı İstanbul’a bağladı!
Yahudi sermayesi ile ilişkileri götüren Bloomberg, etrafına aldığı güçlerle “… görevde olmazsa Türkiye büyük yara alır!” tehdidinde bulundu!
Dün de bugün de!
Bu isim üzerinde büyük anlaşma var! Eğer görev değişikliği olursa anında bütün not kuruluşları devreye girecek ve gereken yapılacak!
Karne kırık dolacak! Bu isim bir ara cumhurbaşkanı adayı olarak bile düşünüldü!
Tabii muhalefetin adayı olacaktı!
Ekmeleddin Bey’den önce onun ismi vardı!
Şimdi küresel sermaye, yani Anglo Sakson-Yahudi ittifakı, kendi adamlarına sarılmış durumda!
200 yıldır bize bırakmadıkları para sistemimizi ele geçirmemizi yine engelleyecekler! Amaçları bu!
Bunun için de en iyi bildikleri yola girdiler! Spekülasyonla doları zıplatıp Erdoğan’a “sınır ihlali yapma” uyarısında bulundular! “Her işe karışabilirsin ama paraya asla!” dediler! Zaten para senin olmadığı zaman bir hiçsin! Bunu bildikleri için kırmızı çizgilerine Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yanaştırmak istemediler!
Şu an resmen bize sopa gösteriyorlar! Faizle, dövizle, borsa ile gelerek koltuğa yapıştırmak istiyorlar! Koydukları çizgilerin Türk cumhurbaşkanı tarafından aşılmasını istemiyorlardı! Yani ağaç onlarındı! Biz üzerinde emanetiz! Böyle bakıyorlardı! Ama değişen devleti bir türlü görmüyorlardı! Alışkanlıkları bunu engelliyordu!
Artık ağaçkakan gibi vurduğumuz yerin altında ne olduğunu çok iyi biliyorduk!
Birkaç darbede hepsi dağılıp gidecek ama bunu anlamıyorlardı!
Ağaçkakanı izlerken gagasının hızına şaşırırsınız! Yakında bizimkiler de galiba böyle yapacak! Kabuğun ne altı kalacak ne de üstü! Kabuğun içinden ne mi dökülecek?
Beklemek en iyi yol!
Ankara çok hızlı gidiyor!
İran’a “Türk Lirası ile ticaret” öneren bir Türkiye gerçeğini kimse bir kenara atmamalı.
Belki de ilk kez 1923 ruhu yeniden gündeme geliyor.
Biraz daha derine, derine kazıyoruz!