Okulların temizliğini yapan, fotokopilerini çeken, gelen misafirlere ve öğretmenlere çay taşıyan, öğrencilerin ablası ya da ağabeyi olan, eğitim ve öğretimin eksiksiz devamını sağlamada kritik görevler üstlenen hizmetlilerin işlerine son verildi.

Okullardagörevli İl Özel İdaresi tarafından çalıştırılan hizmetlilerin sözleşmeleri 31 Aralık 2014 tarihi itibariyle feshedildi ve kapı önüne konuldular. Sayıları 450…
İl Özel İdarelerinin kapanması ile bu hizmetler Milli Eğitim Bakanlığı bünyesine geçmiş ve bütçesi bakanlık tarafından karşılanmaya başlanmıştı. Ancak tasarruf tedbirleri nedeniyle bakanlık bütün taleplere kulaklarını kapattı. Oysa okulların temizliği ve bakımı bu insanlarla sağlanıyordu. Hastalıkların kaynaklarından biri olan tuvaletlerin temizliği, spor salonlarının dezenfekte edilmesi, kapıların, pencerelerin, merdivenlerin, sınıfların çamurdan, kirden, pastan arındırılması işleri hep bu hizmetlilerin göreviydi.

Zaten asgari ücretle çalışan bu hizmetlilerin insani ve ahlaki hiçbir değer gözetilmeden kış ortasında işsiz bırakılmasını anlamıyorum.

Hizmetli olarak çalışan bu insanlar için kötü bir yılbaşı sürprizi olan bu kıyımı hiçbir vicdan kabul edemez. İnsanların geçindirmek durumunda oldukları aileleri, okutmak zorunda oldukları çocukları, ödemek zorunda oldukları kiraları ve borçları kimsenin aklına gelmiyor mu? Elektrik, su, telefon, doğalgaz faturalarını nasıl ödeyecekler? Mutfakta aş kaynamayacak mı? Çocuklarının masum isteklerini dahi karşılayamayacak hale getirdiniz onları.

Bursa’da hizmetli normu 1080 olmasına karşın mevcut 650…İhtiyacın karşılanamadığı gün gibi ortadayken bu kıyımın nedeni tasarruf tedbirleri olamaz. Okullar sürekli kendi imkânlarıyla hizmet alımı yapmak zorunda bırakılıyor. Hal böyle iken, hizmet alımını yarı yarıya düşürmek resmen okulların temizlik ve hijyen durumunun gözden çıkarılması anlamını taşır. Eğitimden, öğretimden tasarruf yapmaya başladığımızda geleceği riske atarız. Ülkenin çocuklarına yapılacak her yatırım artı değer sağlarken, temizlikten feragat edilemez. Derslerde ‘dişinizi fırçalayın, ellerinizi yıkayın, ayakkabılarınızı silin’ gibi temizliğe ait kavramları öğreten kurumların kendi temizliğinden vazgeçmesinin açıklaması olamaz.

Okulların ihtiyacı net bir şekilde ortadadır. İl özel idaresi her şeyi ile büyükşehir belediyesine devredildiğine göre bu sorumluluğu da büyükşehir belediyesi üstlenmeli ve hizmet alımını büyükşehir belediyesi yapmalıdır. Büyükşehir’in kendi temizlik görevlileri taşeronda olabilir. Ancak okulların taşeron sistemine geçmesi önlenmelidir. Güven veren, güven sağlayan ağabeyler, ablalar olmalı okullarda. Anne ve babaların okula her geldiğinde ‘Ahmet efendi ve Fatma bacılarla’ merhabalaşması devam etmelidir.

Gerek bütün planları alt üst olmuş kış ortasında kapıya konulmuş bu insanların mağduriyetlerinin giderilmesi adına gerekse okulların bu acil ihtiyaçlarının karşılanması adına biran önce bu kıyım durdurulmalı, ‘işinizin başına dönün’ müjdesi verilmelidir.

450 ailenin yeni yılda yüzleri gülmeli. Çocuklarının önünde başları dik gezmeli anneler, babalar. Kasabın önünden geçerken gözlerini kaçırmamalı. Pazardan elleri dolu gelmeli. Çocukların kışlık botlarını rahatça alabilmeli. Ev sahibinden ‘evden çıkın’ sözü duymamalılar…

Sayın Recep Altepe, siz babasınız ve anlarsınız…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir