Asgari ücret ve simit-peynir parası
İlk işe girecek bir işçinin başkaca anlaşmaları yoksa eğer alacağı ücretin adıdır, asgari ücret.
En az olan, yetinmek zorunda olunan, harcama kalemleri belli olan bir paradır. Hayata seyirci olarak devam edenlerin aldığı ücretin ta kendisidir.
Biliyorsunuz asgari ücret, yılda iki kez belirlenir. 1 ocak ve 1 temmuz günleri yürürlüğe giren ücret, bir ailenin 4 kişiden oluştuğunu gözönüne alır. Sadece bir kişi için geçerli olan ücret gibidir aslında. Kıt kanaat yetecek bir ücretin adıdır. Evi olan bir kişiye yapılan sosyal yardım gibidir.
Asgari ücret tespit komisyonu, geçtiğimiz yılın son günlerinde 2015’in zam oranını belirledi. Buna göre, asgari ücret 2015 yılı ilk yarı için brüt 1202 lira, ikinci yarı için 1274 lira olarak belirlendi. Buna göre; Asgari ücret bu yılın ilk 6 ayında net 949 lira, ikinci yarısında net 1000 lira olacak.
Bu rakamlarla oynamak gerek. 949 lira, 9 tane 100 lira, 4 tane 10 lira ve 9 tane 1 liradan oluşuyor. Taşımak için torba gerek. Nereye koysanız ağırlığı altında ezilirsiniz. Cüzdana koysanız cüzdan utanır. Ama koskoca Türkiye, kendi insanını açlık ve sefalet noktasında denemeye devam ediyor.
Asgari ücret tespit komisyonundaki İşçi temsilcileri sürekli genel merkezlerini aradı o toplantı sırasında. 4 işçi temsilcisi, 4 işveren tarafı ve hükümet adına bakan Faruk Çelik ve müsteşarıdevredeydi.
Defalarca rakam önerildi.Gelinen nokta hiç de iç açıcı değil. Ne yenecek, ne içilecek, nerede yatılacak, neler ödenecek, kimlere ne kadar et düşecek muallakta!Elektrik, su, doğalgaz, telefon, cep telefonu, ulaşım, eğitim giderleri, mutfak giderleri, ev kirası gibi temel harcama kalemleri eminim toplantılarda gündeme gelmiştir.
Toplum bir yandan belirsizliklerle uğraşa dursun, evine ekmek götürürken düşünen bireylerin varlığıyla da sarsılmaya başlayacak yakında. Çocuğuna, protein kaynakları olan, et, süt, yumurta alamayan bir babayı düşünmelisiniz. Mevsim meyvelerini tezgahta gören annelerin derin sızısını hissetmelisiniz. Arkadaşlarıyla bir kafeteryada çay içerken ezilip büzülen ve orayı hemen terketmek zorunda kalan gencin ruh halini anlamalısınız.
Asgari ücret vergileriyle de can yakıyor. SGK primi yatan, yemeği verilen, tazminatı biriken, sosyal yardımlardan yararlanan işçi gerçeğini de bir kenara yazmadan geçmiyorum. Gelir Vergisi de cabası. Hükümet, vergi kalemlerinden hemen vazgeçmeli,Ki;işçinin cebine daha çok para girebilsin.
İşçi ve işveren temsilcilerinin 2013’ün Aralık ayındaki çetin pazarlığının ardından, 2014’te asgari ücretin ilk 6 ayda yüzde 5, ikinci 6 ayda ise yüzde 6 artırılması kararlaştırılmıştı.Geçen yıl bir işçinineline net 891 lira 3 kuruş geçmişti. Asgari ücretten normal çalışanlar için 242 lira 97 kuruş, kapıcılar için ise 170 lira 10 kuruş kesinti yapılırken, asgari ücretin işverene toplam maliyeti bin 332 lira 45 kuruşu buluyor. Bu ödemelerden mutlaka feragat edilecek kalemler bulunmalı ve işçinin topluma olan güveni yerine gelebilsin.
Birlikte düşünelim; 1 simit 1 lira, bir çay 50 kuruş ve üçgen peynir 75 kuruş. Topladığımızda ortaya 1 kişi için bir öğünde 2 lira 25 kuruş ortaya çıkıyor. 3 öğünde rakam 6 lira 75 kuruşu buluyor. 30 günle çarparsak eğer, ortaya 202 lira 50 kuruş çıkıyor. Hesap ortada. Sadece simit peynirle karnını doyuran bir insana ayda 202 lira gerekiyor. Bu rakamı 3 kişilik bir aileye uyguladığımızda 606 lira gibi devasa bir rakamla karşı karşıya kalırız.
Hesap ortada. Çalışanlarla yola çıkacaksanız önce onların rızasını almalısınız.
Gerisi zaten gelir…