Yıl 2001. Türkiye Taş Kömürü Kurumu’nun (TTK) faaliyetleriyle ilgili çok önemli bir değişikliğe gidiliyor. Kurumun ana işlevlerini gösteren yönetmelikteki “Amaç ve Faaliyetler” bölümüne, “Maden rezervlerini ruhsata bağlamadan ve Maden Kanunu’na tabi olmadan en iyi şekilde değerlendirmek” ibaresi ekleniyor.

İşte dananın kuyruğunu koparan tümce bu.

Özel sektörü vahşileştiren, binlerce maden sahasını özelleştiren, binlerce yeni maden sahası açılmasını beraberinde getiren düzenleme bu.

Konu Danıştay’a gidiyor. İptal ediliyor ama dinleyen kim?

Bursa’dan, Hakkari’den, Mardin’den, Diyarbakır’dan, Bitlis’ten, Şanlıurfa’dan, Tunceli’den, Gaziantep’ten, Erzurum’dan, Rize’den, Artvin’den, Sinop’tan, Mersin’den, Antalya’dan, Aydın’dan, İzmir’den, Çanakkale’den, Sivas’tan ve daha onlarca şehirden yükselen feryatların nedeni sadece bir tümce…

Düzenleme, sıfırların önündeki bir (1) gibi. Para, para, para diyerek melemeye başlayanların önünü açan, sorumluluklarını unutturan, doğaya düşman eden, suyu, havayı, toprağı kirleten işte bu düzenleme.

O bir tümce, Soma’daki feryatların temel nedeni. Yitip giden şimdilik 282 işçinin sonunu hazırlayan işte o mel’un tümce.

Gelelim Uyar Madencilik şirketine. Elini oğuşturan maden şirketi sahibi Alp Gürkan, kömürde özelleştirmenin kaymağını yemek için Soma’ya talip olur. Sonuçta da alır… Ve şirket son 7 yılda 66 kez kusurlu bulunarak ceza almasına karşın yasada öngörülen yaptırımları yerine getirmez. Örneğin 2011’de tespitler sonucu kapatılmış maden sahası. Ama sadece 1 ay sonra yeniden açılmış. Son 3 yıl içinde meydana gelen kazalarda zaten 11 işçi yaşamını yitirmiş orada.

Uyar Madencilik, kaza konusunda tescilli. “Bu ocak neden kapatılamıyor?” sorusu akla geliyor. Yanıt, yasal boşluklardan geliyor. “Bugün adı Uyar olan şirketin ilk adı Şahin Madencilik. Sonraki adı Buruyar Madencilik. Sonra Azyak Kömür ve Madencilik… Şirket sahipleri isim değişiklikleri ile hem vergi borçlarından hem de işçi alacaklarından kurtuluyor. Bu yolla kusurdan dolayı kesilen cezaları da ödemiyorlar. Bir şekilde yırtıyorlar.”

Yerseniz!

Devlet bunları bilmiyor mu? Biliyor ama bir şey yapmıyor. Ya da görmemezlikten geliyor. Cumhuriyet Halk Partisi önderliğinde Soma başta olmak üzere maden sahaları ile ilgili ‘Araştırma Önergesi’ veriliyor. Üzerinden 6 ay geçiyor ve nihayet 20 gün önce Meclis Genel Kurulu’na iniyor. Sonuç ‘Kabul edenler/etmeyenler’ denilerek Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) milletvekillerinin oylarıyla kabul edilmiyor.

Bunu asla unutmayın.

Dün saat 14.00 itibarıyla Soma’da yeraltından çıkarılan işçi sayısı 282 idi. Hepsi öbür dünyada… Televizyonlar kanalıyla aldığım bilgiye göre daha girilemeyen iki ayrı koridor var. Koridorlarda 400-450 işçi olabileceği belirtiliyor. Eğer buradan canlı çıkan olmaz ise Türkiye, tarihinin en ağır iş kazası ile karşı karşıya. Madende çalışmak için sabah gelip alet edevatını alarak iki bin metreye inen 15 yaşında Kemal Yıldız gibi acaba kaç çocuk vardı orada?

Ekmek parasının canlarla ödenmesinin sonu gelmeli.

Onları unutmayalım…

Hükümete de bir çift sözüm var: 19 yıldır masada duran Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 176 numaralı ‘Madenlerde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi’ hemen imzalanmalı ve TBMM’de onaylanmalı…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir