İslam coğrafyası ve Fransa
Hatay’a, Kahramanmaraş’a, Gaziantep’e, Adana’ya, Tarsus’a Mersin’e asker çıkardığı günlerden tanırız Fransa’yı…
Suriye’ye götürdüğü Ermeni gençlerini eğiterek Türklere saldırtan Fransa… Cezayir’den, Ruanda’dan, Tunus’tan, Mısır’dan da tanırız seni… Napolyon Bonapart’ın askerlerine ‘Osmanlı kıyafeti giydirerek’ çıkarma yaptığı Mısır’daki katliamları da unutmadık bu arada… Ne de kolay kandırılmıştı Müslüman ahali…
Türk Milleti’nin iman dolu göğsünde eridi umutları… Ama hiç unutmadılar… Osmanlıca konuşanların Fransızca öğrenmek zorunda olduğu yılları yaşadı İstanbul…
Biz ise ‘millet-i sadıka’ dediğimiz Ermeni dostlarımızla kanlı bıçaklı olduk. ASALA’yı kurdular, o da yok oldu gitti… PKK içinde Fransız uzmanlar olduğunu söyledi bir subayımız. Ankara’ya uğramadan Diyarbakır’a giden bayan Mitterand’ı da gördü bu gözler…
Bir Diyarbakır gezimizde ana dili gibi Fransızca konuşanları dinledim ben. Ağzım bir karış açık öylece kalakaldım. 1.90-1.95 boyunda, izbandut gibi bir ‘Kürt’e daha önce hiç rastlamamıştım… Yoksa Fransız bir asker miydi… Belki. Yanındaki 1.65’lik, 40-45 yaşındaki kişi Diyarbakırlıydı…
Gelelim bugüne… 1915 yılındaki Anadolu macerasından ağır bir yenilgiyle ayrılan Fransa, 105 yıl sonra ipleri yine gerdi… Türkiye’ye ekonomik yaptırımlar, diplomatik ataklar, sözlü ve görsel aşağılayıcı karikatürler… Belki de grip aşısını bile vermeyecekler yakında… (İnsani yönleri o zaman belli olacak.)
Türkiye de karşı atağa geçti… “Fransız mallarını almayın” çağrısı geldi; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan. Düşünülerek mi söylendi yoksa anlık refleks mi…? Tam olarak anladım dersem yanılmış olurum…
Ancak ekonomik yönden küçük bir araştırma yapmak zorundaydım…
Yaşanan gerilim nedeniyle “Mallarını boykot edeceğimiz” Fransa’nın 508 milyar Euro ihracatı ve 590 milyar Euro da ithalatı var… Bizim, başta otomotiv olmak üzere Fransa’ya ihracatımızın toplamı 14 milyar dolar… Yani payımız sadece yüzde 1.28’i ancak buluyor. Son 5 yılda ihracatımız artmış görünüyor…
157 milyar Euro ihracat ve 183 milyar Euro ithalat olmak üzere toplam 340 milyar Euro’luk toplam dış ticaretimiz içindeki Fransa’nın payı ise yüzde 4… Bir başka anlatımla onların pazarı olmaya devam ediyoruz… Fransa, geçen yıl, en çok ticaret yaptığımız 7’nci ülke konumunda…
Otomotiv endüstrisi ürünleri (Otomobil, otobüs, ticari araç vs…), hazır giyim, otomotiv yan sanayi ürünleri, elektrikli ev aletleri, makine, tekstil ve elektrikli cihazlar gönderip karşılığında uçak ve uzay endüstri ürünleri, otomobil, makine ve cihazlar, temel kimyasallar, plastik ve sentetik kauçuk ürünleri alıyoruz. İlaç, aşı ve güzellik ürünleri de geliyor…
Fransız menşeili bin 524 şirket, Türkiye’de halen faal… Merkez Bankası (MB) verilerine göre; 2002-2018 yılları arasında Fransız sermayeli firmalar tarafından gerçekleştirilen doğrudan yatırımların toplamı; 7 milyar 274 milyon Euro’yu buluyor. Aynı dönemde Türk sermayeli firmaların Fransa’ya doğrudan yatırımlarının toplamı 235 milyon Euro…
Şimdi eğri oturup doğru konuşalım; Oyak-Renault hemen her yıl vergi sıralamasında hep ilk 5 içinde olan bir firma… Ürettiği otomobiller, rakiplerine göre daha çok tercih ediliyor. Geleceğin teknolojilerinin kullanılacağı Bursa’daki TEKNOSAB’da alüminyum gövdeli motor üretecekler. Yatırıma başladılar. Yine Bursa’da üretilen parçalar Romanya ve Rusya’daki fabrikalara ihraç ediliyor. Binlerce kişi ‘ekmeğini’ Renault sayesinde kazanıyor.
Paris ve Eyfel Kulesi, sanırım dünyada en çok paylaşılan fotoğraflar… Herkes hayatlarında en az bir kez Paris’e gitmek için plan yapıyor. Pasteur Enstitüsü aşı konusunda ilk sırada.
İslam coğrafyasındaki boykot kararları Fransa’da yankı bulabilir… Çıkar özür dilerler, karikatürleri yok ederler…
Türkiye karşıtlığının altında yatan ana nedeni ise henüz tüm yönleriyle öğrendiğimi söyleyemem.
Ancak, Peugeot marka otomobilini yakmayı düşünenler, biraz beklesin… Lütfen…
Çünkü, siyasiler konuşur ama son sözü ekonomi söyler…