Bursa ve ‘alibaba’
Bursa geleneksel üretim biçimlerinde harikalar yaratıyor. Tekstil, konfeksiyon, demir, çelik, iplik, makine, süt-süt ürünleri, meyve, sebze, dondurulmuş ürünler, çimento ve otomotiv konusunda oldukça başarılı bir kentteyiz. Tüm bu sektörlerin ihracatı da 14-15 milyar dolara kadar çıkıyor…
Rakamı lütfen unutmayın…
Kentte; İsviçre’deki CERN laboratuvarına çok önemli parça ve dayanıklı kapak üretimi yapan, Almanya’ya hassas tutucuların nasıl üretileceğini gösteren, minibüs ve otobüslerin içini son teknolojik araçlarla donatan, hafif raylı ulaşım sistemleri için vagon üreten, otobüs–minibüs üretiminde başarılı olan, yazılımlarıyla şirketlerin ya da belediyelerin verimini artıran, kompozit için destek bulan ve yatırım yapan, deniz ya da göl ulaşım araçlarında söz sahibi, rüzgardan enerji elde eden, asfalt makinelerinde dünyayı şaşırtan, müstahzarda marka yaratan, savunma sanayiine parça üreten, özel makine ve kalıpçılıkta çığır açan, körük üretiminde dünya liderliğine oynayan iş insanları var. Hepsi de var iyi iş çıkarıyorlar.
Ellerinden gelenin en iyisini yaptıklarına şahidim.
Ancak; İlaç üretemedik halen. Uludağ’daki endemik bitkilerden ilaç hammaddesi olan ekstraktları elde edemedik. Savunma sanayinde henüz markamız yok. Sanal dünya için yazılımla yeni bir ‘işletim sistemi’ ortaya koyamadık. Bursa’nın ipeğini ve ipekli kumaşlarını koruyamadık. Doğal sıcak suyumuzun uluslararası tanıtımında ve tesisleşmede baş gösteren eksiklikleri tamamlayamadık. Uludağ’ı 4 mevsim açık tutamadık. Marmara Denizi’ndeki 52 çeşit balığı yaşatamadık. Apolyont Gölü’ndeki kerevitlerin sonunu getirdik. Kestane ve ıhlamur ağaçlarındaki kurumaya çare bulamadık. “Kedi Tırnağı’nı üretmiyoruz artık. Merinos koyununun yünlerini Avustralya’dan, ‘laleyi de Hollanda’dan almaya başladık. ‘Yarma şeftali ve deniz börülcesi’ konusunu hiç açmayalım…
Biz bunlarla iştigal ederken; E-ticaret devi Alibaba, ‘Dünya Bekarlar Günü’nde (Single Day) satış rekoru kırdı. Çin’li şirket, 24 saatte 30 milyar dolarlık satış yaptı.
İnanılmaz bir rakam…
Alibaba’nın kurucusu 1964 doğumlu Jack Ma… süper yeteneklerden biri gibi duruyor. 1999 yılında Jack Ma ve 17 ortağının 60 bin dolar bütçeyle kurduğu şirket, asgari 102 yıl ömür, yani üç nesle ulaşma hedefiyle yola çıkmıştı. Alibaba, 2000’lerin başında işletmelerin ürünlerini tüketicilere doğrudan satabildikleri bir çevrimiçi pazar kurarak muazzam bir çıkışa imza attı. Şirket, daha sonra internet üzerinden ödeme hizmeti veren Alipay ile satış işlemlerini kolaylaştırdı.
Jack Ma’nın başında olduğu Alibaba, son 20 yılda eşi görülmemiş bir başarıya ulaşarak değeri 500 milyar doları geçen şirketler arasına girdi. Toplam 86 bin çalışanı bulunan Alibaba, şu an e-ticaretin yanı sıra, dijital medya, eğlence sektörü, bulut bilişim gibi birçok alanda faaliyet gösteriyor.
Alibaba’nın, Türk e-ticaret sitesi Trendyol’un çoğunluk hisselerini 728 milyon dolar ödeyerek satın aldığında hepimiz çok şaşırmıştık.
Bursa’da 3 milyon kişi çalışıyor, çabalıyor 15 milyar dolarlık ürün ve hizmet ihraç edebiliyor. “alibaba’ milyarlarca dolar kazanıyor ve sana biraz da yukarıdan bakıyor.
İşte ‘alın teri’ yerine ‘beyin teri’ böylesi bir fark yaratıyor. Aklını peynir ekmekle yemiş insanlardan uzak duran, çalışan, çabalayan insanlara ihtiyacımız var. Beyin takımlarına ve kuluçka merkezlerine eğilme zamanı…
Yumurtayı kırmadan taşıyacak lider gerekli…