Ey Müslüman uyan da!
Bir yerden başlayanlar bir menzile varırlar ve oradan da yeni hedeflere doğru yol alırlar… Sonsuza dek sürecek bir serüvendir üretim ve gelişme… Ucunu bırakırsan bir daha tutamazsın… Samanı bile ithal edersin…
Ey! Müslüman kardeş! Uyan artık da! Bir görün, bir çalıştığını hissettir, var olduğunu anlasın gezegendekiler.
El Cabir’i hatırla da! Sıfırı sen buldun! Şimdi az sıfırla yaşamaya çalışmaktan yoruldun, bittin…
Anlayışını değiştir da! Öğretilere olduğu kadar pozitif bilimden de beslen, araştır, geliştir! Yaradan ‘oku’ diyor duyuyor musun!
Uyanık ol biraz da! Dizilerle, futbolla ve eğlenceli televizyon programlarıyla uyuduğun yetmedi mi? Kuru fasulye, pilav ve cacıktan bıkmadın mı?… Sırbistan’dan 5 bin ton et de geldi yaşadın yine! Karnını sıvazlama da!
“Senden bir cacık olmaz” diyen itlerle savaşında beynin neden geride. Elindeki silah da ne öyle… Ne güzel değil mi; pırıl pırıl parlıyor. İyi yağladın mı bari…
Kim verdi o silahı da! Neden uçaklar, gemiler, tekneler, otomobiller hep onlardan geliyor. Ne veriyorsun karşılığında. Kimler onlarla anlaşma imzalıyor. Kim bunlar…
Altınla yıkanırdın da! Azıcık beynini kullansan yakuttan denizin olurdu. Pırlantalarla bezenirdi her yer. Platinden evlerde oturur, fildişinden kuleler yapardın.
Mermerden şaton olurdu da! Sen kendinden geçmeseydin eğer. Sığındığın ‘Yaradan’ının gezegenini ne hale getirdi bak o yabancı dostların. Hep senden ötürü…
Farkında mısın da! Petrol, doğalgaz, kaya gazı, doğal mineraller ve daha adını sanını bilmediğimiz madenler hep gidiyor. Birileri sana boru döşüyor…
Yatma hadi kalk da! Sabahın böğründe sabah namazına kalkıyorsun. Ben onu demiyorum. Anla da! Çağa uygun işler yap diyorum. Bir şeyler de adın olsun. Cennet orada zaten gidersin… Hak etmen için çok çalışmalısın…
Biraz oku da! Matematik, kimya, fizik… Felsefe, dinler tarihi, sanat, tıp, tarih… Bilmeli ki uzayda artık Merih… 52 bin güneş sistemini sen bulaydın. Hava ataydın. Ellerini dua için kaldırdığın uzayda yol alaydın.
Allah çalışanı sever de senin ne işin var kahve köşelerinde… Kadınları tarlaya gönderen sen misin yoksa. Bırak okusunlar da! Yükseltsinler neslini birader… Bırak da! Doktor olsunlar, mühendis olsunlar, mimar olsunlar, ebe, hemşire olsunlar. Öğretmen olsunlar, ata binsinler, otomobil kullansınlar, uçakla sorti yapsınlar. Polis olsunlar…
Allah diyorsun ya. ‘O’, öylesine büyük ki anlamak için çoook ekmek yemen gerek… Ama bir şeyler vermiş sana. Azim ve kararlılık mesela… Beyin vermiş; Muhakeme yeteneği vermiş. Göz vermiş, gör… Kulak vermiş, duy… Burun vermiş, gelen pis kokuları anla… Ağız vermiş, konuşmaların bilimsel olsun, gönül al diye… Dokunma hissi vermiş, heyecanını yitirme diye… Ama sana bir şey daha vermiş! Akıl be birader. Hafıza… Zihin… duyu-görü… Anan da ne var biliyorsun… Şefkat ve iyilik… Sabırlı insanların sadece sabırsızlarla işi yok… Sana tüketici gözüyle bakıyorlar; Anlıyor musun…. Temele bak. Babana bak. Halen baba parası yiyorsan yazık!
Zengin kaynakların fakir bekçisi UYAN artık da!