Dolar imparatorluğu
Amerikan halkının İngiltere’ye karşı isyanı 1776 yılına kadar devam etti. Bu isyan sırasında İngiliz bankerler, isyancıları finanse ediyordu. Karşılığında “Amerikan Parasını Basma Hakkı’nı elde etmeyi talep ediyorlardı. Başarılı oldular. Amerika’nın kurucu ataları, İngiliz bankerlere dolar basma hakkı tanıdılar, tanımak zorunda kaldılar…
1776 yılında Amerika, ayrıca İngiliz Kralı’ndan da kurtuldu; fakat daha büyük bir felaketin yakasına yapıştığını 1865 yılına kadar fark edemedi.
1865 yılında Amerikan İç Savaşı’nı sona erdiren Abraham Lincoln “savaş giderleri gerekçesiyle” bankerlerin elinden dolar basma hakkını geri aldı. Amerikan Devleti, Başkan Lincoln döneminde ilk defa dolar basabildi. Fakat uzun sürmedi. Abraham Lincoln suikaste kurban gitti. Lincoln ölünce “eski düzene” geri dönüldü.
Sonunda orta yol bulundu. 1913 yılında Amerika Merkez Bankası (FED-Federal Reserve Board) kuruldu. Amerikan dolarını basma hakkı FED’e verildi. Ancak FED ortaklarının tamamı banker ailelerinden oluşuyor. FED adındaki bankada, Amerikan devletinin hissesi dahi yok.
Bankerler Amerika’yı 12 bölgeye bölüp pay etmişlerdi. Bölgeleri temsilen, adına governör denilen bankacı sıfatıyla FED yönetimine girdiler. Amerikan Devleti FED Başkanını tayin ediyor. Bu tayin işlemi de aslında komedi. Bankerler
kimi ister ise o tayin ediliyor. FED, Amerikan dolarını basıyor. Merkez Bankası olarak görev yapmaya devam ediyor.
Bankerler iki kere Avrupa’yı kana buladıktan sonra, 1944 yılında Bretton Woods Para anlaşması ile doları ‘Dünya Parası’ olarak kabul ettirdiler. Bu anlaşma ile 1 dolar karşılığında 0,888 gram altın olduğu var sayıldı.
Katılımcı 48 ülke paralarını dolara göre tarif ettiler. Böylece “dövize bağlı” para sistemi ortaya çıktı.
Herkes memnundu… Zira, dolar karşılığında altın vardı ve dolaylı olarak altına bağlı para sistemi devam ediyordu.
1960 yılında Başkan J.F. Kennedy, Amerikan Hazinesinin “Doları
bankerlerden borç almasına” karşı çıktı. 1110 sayılı kanun teklifi ile “bankerlerin para basma hakkını devlete devredilmesini” talep etti. Fakat suikaste uğradı. Halk Kennedy’leri seviyordu. Yerine R. Kennedy hazırlanıyordu. Fakat o da suikaste uğradı. Kennedy’nin yerine geçen başkan yardımcısı Johnson’un ilk işi 1110 numaralı yasayı kadük etmek oldu. Bankerler dolar basmaya devam ettiler!
Bankerler, devleti borçlandırmak amacıyla Amerika’yı savaşa soktular. Kore Savaşı ve Vietnam Savaşı Amerikan devletinin giderlerini artırıyordu. Sam Amca, bankerlerden borç alarak savaşı finanse ediyordu.
1965 yılında Fransa’nın ünlü Devlet Başkanı General De Gaulle “eldeki altından daha çok dolar basıldığını” fark etti. Amerika’dan elindeki dolar karşılığında altın talep etmeye başladı. Tartışma 1972 yılına kadar devam etti. Başkan Nixon 1972 yılında doların altın karşılığını kaldırdı.
Fransa’nın sesini kesmek için SDR (Special Driving Right=Özel Çekme Hakkı) adında, devletler arasında geçerli bir para icat ettiler. Bu para Dolar, Mark, Yen, Sterlin ve Fransız Frankı’nın belli oranları ile katılımından oluşuyordu.
2002 yılında SDR içerisindeki Frank ve Markın yerini Euro aldı. 2016 yılında Çin Parası da SDR’lere ilave edildi. Günümüzde uluslararası rezervlerin yüzde 4’ünü SDR’ler oluşturuyor. Dolar, egemen para olmaya devam ediyor.
1972 yılından beri kağıttan kule olan Dolar, karşılıksız para olarak bankerler tarafından basılıyor. Dünya parası olarak iş görüyor. Amerikalı ve diğer ülke vatandaşları doları Amerikan Devletinin parası zannediyor.
13 aileden oluşan ve sayıları 1000’i geçmeyen bankerler, karşılıksız olarak bastıkları kağıt para ile dünyayı idare ediyor. Adına da “Dolar İmparatorluğu” deniliyor.
Mimar Ünal Özüak’tan bir alıntı yaptım bugün. Elinizdeki doları tanıyın istedim.
Paramızın uluslararası ticarette kullanılması için attığımız adımların başımızı derde soktuğunu sanıyorum. 2 bin TIR’la güney sınırlarımıza gelen silahlara biraz da bu açıdan bakın…