Yerli ilaç üretilsin
Hatırlar mı bilemiyorum ama geçen yıl BTSO Yönetim Kurulu Üyesi İlker Duran’a “Uludağ’da 173 endemik bitki var. Bitkilerin yapısında mutlaka ilaç sanayi için kullanılacak hammadde vardır. Bu konuda lütfen girişimlerde bulunun. Bursa ilaç konusunda Türkiye’de bir ‘ilk’i başarabilir” demiştim… Aynı zamanda Gülbahçe Kozmetik Kimya Temizlik Ürünleri, Konfeksiyon, Ambalaj Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin de sahibi olan sayın Duran da düşündükleri bir konuyu açmam nedeniyle teşekkür ederek başladığı konuşmasında, kapsamlı bir konu olan ilaç için biraz zamana ihtiyaçları olduğunu, altyapı ve laboratuvarlar konusunda adım atılmasıyla yola çıkacaklarını söylemişti… Burada anlatamayacağım daha derin konulara girmiş ve Bursa için fikirlerimizi paylaşmıştık…
Yerli ilaç konusu, geçtiğimiz günlerde Bursa’da çeşitli temaslarda bulunan Maliye Bakanı Naci Ağbal’ın da gündemindeymiş meğerse…
BTSO’daki toplantıda; Sanayici, işadamı ve iş kadınlarına teşvik ve destekleri anlattıktan sonra soru-yanıt bölümünde sabırla not alan bakan Ağbal, konuşmasının bir bölümünde. “Bursa büyük yatırımları yapacak girişimcilere sahip. İleri teknoloji gerektiren alanların yanı sıra yerli ilaç üretimi konusunda da adım atın” dedi. O an gözlerim parladı. “Aklın yolu birmiş demek” diye mırıldandım. Çünkü milli ilaç sanayi ile Bursa, yakın ve uzak doğuda söz sahibi olabilir…
Milyonlarca dolarlık ilaç ithal eden bir ülkeyiz. Kritik hastalıklarda ödenen para kat be kat artıyor. Hem bu alandaki üretim için alıcı doğrudan kamu olacağına göre artık gereken araştırmalar Uludağ Üniversitesi tarafından başlatılmalı. Gereken altyapı için mümkünse İsveçli, Hollandalı, İsviçreli, Kübalı ve Rus bilim adamlarından da yararlanılmalı…
Xxx
DURMA büyüyor
Durmazlar Holding, kentimizin ve Türkiye’nin yüz akı işlere imza atmaya devam ediyor. Bursa artık; otomobil, tekstil, tarım, turizm ve makinenin yanına şimdilerde Durmazlar sayesinde ‘Vagon Üretim Merkezi’ unvanını da ekledi.
Geçtiğimiz günlerde MÜSİAD Bursa Şubesi’ne konuk olan Durmazlar Holding CEO’su Hüseyin Durmaz, konuşmasında Türkiye için bir şeyler yapmanın ve üretimde çeşitliliğe gitmenin önemine işaret etti. İpekböceğinin ilk sefere çıktığında Zafer Plaza yakınlarında yokuşu çıkamaması ile ilgili açıklama yapmak zorunda kaldıklarını anlatan Durmaz, “Orada taze asfalt döken işçiler raylara kaçırmışlar ve vagonu taşıyan unsurlar orayı aşamamış. Ama gel de anlat birilerine” diye konuştu…
Durmazlar’ın ürettiği vagonlar sayesinde kent kaynaklarından yüzde 50 tasarruf elde edildi. Bursa’nın adını duymayan kalmadı hatta Avrupa’dan vagon isteyen ülkeler sıraya girmiş durumda… Yakın gelecekte Bursa ‘daha değerli’ üretimlerle dünya kantarına çıkacaktır. Ben eminim; yeter ki kimse çelme takmasın, yeter ki eğitimde matematik, fizik, kimya ve kod yazma derslerine ağırlık verilsin. İnsana değer verilsin.
Yeter ki “en hakiki mürşid ilim’ olsun…
20 yıldan buyana takım tezgahı üreten Orhan İğrek’in yaşadığı sorunlar da çözülmeli mesela. Kadın girişimcilerimizden Nurcan Özdemir’in dediği gibi; “Türk kadınlarına pozitif ayrımcılık” yapılsın… Yurt dışına beyin göçü de gözden ırak tutulmasın…
Türkiye’nin ilk OSB’sinden ihracat 5 milyar 800 milyon dolar. Bursa geneli 25 milyar dolar… 5 ve 10 yıllık perspektiflerle daha yüksek bir hedefin yakalanması mümkün görünüyor…
“Bursa büyürse, Türkiye büyüyor…” Öyleyse alın teri ile beyin teri birbirine karışmalı. Uzlaşma ile engeller aşılmalı…