Mobilya Dosyası (1975), Suçlular ve Güçlüler (1975), Sakıncalı Piyade (1977), Bir Pulsuz Dilekçe (1977), Büyüklerimiz (1978), Çıkmaz Sokak (1979), Rabıta (1979), Tüfek İcad Oldu (1980), Silah Kaçakçılığı ve Terör (1981), Söz Meclisten İçeri (1981), Ağca Dosyası (1982), Terörsüz Özgürlük (1982), Papa-Mafya-Ağca (1984) Sakıncasız (1984), Devrimci ve Demokrat (1985), Liberal Çiftlik (1985), Aybar ile Söyleşi (1986), 12 Eylül Adaleti (1987), İnkılap Mektupları (1987), Bir Uzun Yürüyüş (1988), Tarikat-Siyaset-Ticaret (1988), 40’ların Cadı Kazanı (1990), Kâzım Karabekir Anlatıyor (1990), Kürt İslam Ayaklanması 1919-1925 (1991), Gazi Paşa’ya Suikast (1992), Kürt Dosyası (1993), Katiller Demokrasisi (1997), Saklı Devletin Güncesi “Çatlı vs.” (1997), Gazetecilik (1998), Polemikler (1998), Uyan Gazi Kemal (1998), Bu Düzen Böyle mi Gidecek? (1999), Söze Nereden Başlasam (1999), Bomba Davası ve İlaç Dosyası (2000), Unutmayalım, Unutturmayalım (2003), Eğilmeden Bükülmeden (2004), Kır Çiçekleri (2004), Türk Memet Nöbete (2004), Dost Yüzlerde Zaman (2005), Çocuklar İçin (2009), İsterler ki Susalım (2011), Beyaz Melek (2011)… Her biri belge niteliğindeki yazı ve kitaplarıyla yüzyıllarca anılacak bir büyük gazeteci-yazarın ölüm yıldönümü bugün…

51 yıllık ömrüne sığdırdığı kitapları alın, okuyun, anlatın çevrenize… Kütüphanelerde tutulan kitapları çoğaltın, bir kez daha sindirin gerçekleri. Bugünlere yol alırken geçilen köprülerin, mayınlı arazilerin, despotlukların, yalanların, uçurumun kenarında tutulan Türkiye’yi tanıyın.

Bir insanın yazarken çekebileceği sıkıntıların tümünü çekti Uğur Mumcu.  

Doğruların duyulmasına tahammül edemeyen (!) ensesi kalınlar peşini bırakmadı. Yalakalar, fırıldaklar, çanak yalayanlar hep düşmandı O’na.  Kuyruğu iki bacağının arasında gezenler, duymayanlar, görmeyenler, bilmeyenler köşe bucak saklandı Mumcu’dan. Kudret sahipleri hep çekindi. Doğruluktan, adaletten, onurdan nasibini almayanların bile “Bugün ne yazmış acaba?” diyerek gizliden gizliye takip ettikleri bir kaç köşe yazarından biri oldu Uğur Mumcu.

Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ü anlattı her fırsatta.

Avukattı, köşe yazarıydı, gazeteciydi ve onlarca kitabın yazarıydı. Az kazandı, az tüketti, çokça okudu, araştırdı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin hemen tüm kurumlarındaki kokuşmuşluğa karşı tavır aldı. Pazarlıkların arkasına baktı hep. Görünmeyeni, anlatılmayanı, söylenmeyeni merak etti. Yanlış olan ne varsa üzerine gitti. Laik, demokratik sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nden yana tavır aldı ömrü boyunca.

Üniversitelerde, askeri okullarda, liselerde, meslek örgütlerinde, sivil toplum kuruluşlarında konuştu her şeyi. Televizyon programlarında mat etti karşı cephede olanları. Halkın teveccühünü kazandı, doğruların yanında yer aldı, gazeteciliğin nasıl yapılması gerektiğini öğretti meslektaşlarına… Dünyanın takip ettiği yazarların başında geliyordu. Ülkesinin gururlu insanları arasındaki mümtaz yerini sağlamlaştırdı. Türkiye’nin kadınına, erkeğine ve gençlerine rehber oldu.

Gazetecilik yapıldığı yılların örnek alınan ve alınması gereken köşe yazarıydı.

Korkmadan gitti olayların üzerine.

Korkmadan bastı marşa ve alçakların kurduğu düzenek patladı tam 24 yıl önce bugün. Evine çok yakın bir yerde park ettiği otomobiline bomba düzeneği kurulduğunu bilemezdi… O sabah kahvaltısını yaptı; Eşini ve çocuklarını öperek aracına doğru yürüdü… İşine gitmek için koltuğuna oturdu ve o yıllarda oldukça profesyonel hazırlanmış bomba patladı. Belki de uzaktan kumandayla patladı bomba, bilemiyorum… Gövdesi ikiye, üçe belki de 10’a 15’e bölündü… Kesin ölüm istemişti emir verenler besbelli.

Duyan herkesin içi parçalandı o an… Türkiye’nin namuslu insanlarının yüzü düştü, yürekler sıkıştı, dişler kenetlendi öfkeden. Ankara’dan yayılan fısıltılar çoğaldı, yetkililer açıklama yaptılar; “Bulacağız failleri” diye… İranlı ajanlar dediler… Şu örgütün bu örgütün üzerine gittiler. Sonuçta suçlamayı kabul edenler bile çıktı ancak gerçekler halen açıklanamadı…

Dosyadan söz edilmiyor artık. ‘Zaman aşımı’ da geldi geçti bile…

Uğur Mumcu’yu anarak, okuyarak, hakkında yazı yazarak yaşatmaya devam edelim.

Uğurlar olsun…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir