DOSAB aman ha!
Henüz plan ve proje halinde olan DOSAB Kömürlü Termik Santrali, Bursa’nın başına dert oldu. Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi (DOSAB) Yönetim Kurulu tarafından Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na ikinci kez yapılan Çevre Etki Değerleme (ÇED) başvurusu, Bursa kamuoyundan tepki aldı.
Bilindiği gibi, Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi (DOSAB) tarafından kent merkezine sadece 10 kilometre mesafede yapılması planlanan DOSAB kömürlü termik santrali, Bursa 2. İdare Mahkemesinin 5 Mayıs 2016 tarihinde vermiş olduğu kararla iptal edilmişti.
Ancak halkın büyük tepkisine ve mahkemenin iptal kararına rağmen DOSAB yöneticileri kömürlü termik santrali kurmakta ısrarcı.
Yeni ÇED raporu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na sunulmuş; proje ile ilgili inceleme ve değerlendirme toplantısı ise hiç zaman kaybetmeden 18 Temmuz 2016 tarihinde Ankara’da gerçekleşmiş. Buradan da ‘olumlu’ netice alınmış… Bakan Mehmet Özhaseki’nin imzasından sonra itiraz süresi 1 ay. Bu aşamada iptal davalarının ardı arkası kesilmeyecek gibi duruyor. Daha önemlisi ise ‘DOSAB Kömürlü Santralına Hayır Platformu’ üyeleri işin peşini bırakmıyor… İyi ki de bırakmıyor…
Yılda 524 bin ton kömür yakması planlanan DOSAB kömürlü termik santraline itiraz gerekçeleri yaşamımızla ilgili…
Uludağ Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kayıhan Pala ile Kimya Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Ali Uluşahin’in Cumhuriyet Halk Partisi Bursa İl Başkanlığı’ndaki sunumlarını izledim.
Hava, su, toprak, gıda kirliliği yaratacak bir santralin kurulmaması için var güçleriyle bilimsel verilerle hareket ediyorlar. Balıkesir’e bağlı Dursunbey’den getirilecek kömür için günde 200 kamyonun kullanılacağını da unutmamak gerek.
Santral kurulursa sağlığımız olumsuz etkilenecek. Bilimsel kanıtlara göre, kömürlü termik santrallerin solunum sistemi ve kalp–damar sistemi hastalıkları başta olmak üzere birçok hastalığa, hatta kansere ve erken ölümlere yol açtığı bir gerçek.
Santralden kaynaklanacak zehirli kimyasalların havamıza, suyumuza karışacak olması bir yandan asit yağmurlarına neden olacak, diğer yandan da iklimi değiştirerek küresel ısınmaya katkıda bulunacak. Asit yağmurları binaların erimesini, yolların çatlamasını ve araç boyalarının yok olmasını beraberinde getirecek.
Bursa’da bir yılda toplam 72 bin ton kömür kullanılıyor. Oysa bu tesis tek başına 524 bin ton kömürü yiyip yutacak… Tesis havaya 1.5 milyon ton karbon dioksit salacak. Bu 300 bin kişinin karbon izine bedel… Birikecek kül içinde ağır metallerin olması kaçınılmaz.
Tesis kurulursa 15 kilometre yarıçaplı mesafedeki herkesin sağlığı tehlikeye girecek. Gebeler, çocuklar, yaşlılar, yoksullar ve çalışanlar en çok etkilenecek kesimi oluşturacaklar. Santrale 100 kilometre mesafede yaşayan herkes için büyük tehlike var aslında.
Yeraltı suyu da kirlenecek. Asit yağmurlarıyla kirlenen sular toprağa geçecek ve sızarak alt katmanlara inecek. Buradan kullananların yetiştirdiği meyve, sebzeler eskisi gibi olmayacak.
Biraz araştırınca işin altından başka santrallar çıkıyor. Eğer DOSAB kurulursa 17 sanayi bölgesi harekete geçebilir ve ‘biz de istiyoruz’ diyebilirler. Bir başka anlatımla 17 termik santral daha kurulabilir. Ankara’da yapılan 2023 projeksiyonunda Marmara Bölgesi’nde yeni 56 termik santral görünüyor.
İnanılmaz. Bizi boğacaklarmış da haberimiz yokmuş!
İstanbul-Bursa-İzmir Otoyolu ve Körfez geçişi ile Çanakkale Boğazı için düşünülen köprü ile Çanakkale, Tekirdağ, İstanbul, Kocaeli, Bursa ve yine Çanakkale arasında kesintisiz karayolu yolculuğu yapılır hale geliyor. Uzmanlar buraya ‘Altın Halka’ adını vermişler bile… Arada Karacabey, Mustafakemalpaşa ve Bandırma var. Yalova var, Orhangazi var…
Kenti yönetenlere sesleniyorum; Başta akciğer kanseri olmak üzere pek çok kanserin görülme sıklığında artışa yol açtığı, kalp/akciğer hastalıkları başta olmak üzere pek çok hastalığı artırdığı bilimsel olarak kanıtlanmış, kömürlü termik santrallere izin vermeyin!