Türkiye’nin sanayi, turizm, tarım, tarih ve termal kenti Bursa’daki Fethullah Örgütü’ne (FETÖ) yönelik araştırmalar, incelemeler ve operasyonlar tüm hızıyla devam ediyor. Örgütlü suçlarda uzman olan İl Emniyet Müdürü Selami Yıldız’ın Bursa’yı yakından tanımasının ardından başlayan baskınlarda neler ele geçirildi, hangi bilgilere ulaşıldı, kimlere gidildi ayrıntılarıyla öğrenemedim ancak hemen herkesin adı üzerinde konsensus sağladığı bazı sanayici ve işadamlarının tedirginlik yaşadığını yakından biliyorum.

Evine gidilenler içinde; Bursa’da, 1981 yılında marangoz ve sanayi makineleri satışıyla ticarete başlayarak dev bir holdinge dönüşen Şentürkler Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sami Şentürk’ün olduğunu öğrendim. 4 gün önce polisin Bademli’deki villasına giderek gözaltına aldığı Şentürk, neler anlatıyor bilemiyorum. Şentürkler olarak 5 yıl üst üste satış rekoru kırdıkları haberlerini hatırlıyorum. 13 ayrı sektörde hizmet vererek ‘2007 Yılı Ciro Sıralamasında Türkiye’deki İlk 1000 Şirket’ arasında yer aldıkları günden bu yana sürekli gündemde olduklarını söyleyebilirim.

O yıllarda ticari hayatlarını özetleyen Sami Şentürk, “Özellikle 1993 yılında Hyundai bayiliği ile başlayan otomotiv sektöründe zaman içerisinde alınan diğer bayilikler sayesinde 8 markayı bünyemize kattık. Ayrıca, makine ve madeni yağlar, mühendislik ve inşaat, turizm, madencilik, hafriyat, Rent A Car, tekstil, sigorta gibi daha birçok alanda faaliyetlerimiz devam ediyor. Şentürkler Holding olarak bu başarımızın sırrı tüm şirketlerimizde öncelik verdiğimiz müşteri memnuniyetidir. Bunu sağlamak için çok ciddi bir gayret içerisindeyiz. Tüm şirket çalışanlarıyla birlikte toplam kalite standartları ve koşulsuz müşteri memnuniyeti ilkeleri doğrultusunda hizmetlerimizi sürdürüyoruz. Bu çabalarımızın karşılığının müşterilerimizin yanı sıra bu ödüllerle takdir edilmesi bizi çok mutlu etmiştir” diye konuşmuştu.

Daha sonraki yıllarda ABD’nin Pensilvanya kentindeki bir malikanede kalan Fethullah Gülen için önce işadamı Akın İpek harekete geçti. “Bir tebessümüne malvarlığımı bağışlarım” dediği Gülen için Ankara Gölbaşı’na bağlı İncek semtinde bir saray yaptırdı. 15 dönümlük arazi üzerine yapılan saray, gündemi sarstı. Ancak Akın İpek 30 milyon TL harcanan “çiftliği” annesi için yaptırdığını açıkladı.

İpek’in saray hizmeti bomba etkisi yaratırken Gülen için Bursa’da da benzer bir çalışma vardı. Cemaate yakınlığıyla tanınan Şentürkler Otomotiv Makine Turizm İnşaat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’nin patronu Sami Şentürk, Gülen için Bademli’de Uludağ ve Marmara Denizi manzaralı olan 17 dönümlük bir arsayı satın aldı. Ardından da inşaatın temellerini attı ve saray tamamlandı. Saraya Gülen için 250 metrekarelik yarı olimpik yüzme havuzu bile yapıldı. Toplam 3 kattan oluşan yapının toplam kapalı alanı 3 bin 600 metrekareyi buldu. Bademli sakinleri malikaneye şaşırıp kalırken Sami Şentürkler de Bursa’da, “Bademli’deki malikaneyi Fethullah Gülen ülkeye döndüğünde kalması için yaptırdım” demeye bile başlamıştı. Saray için ‘dostlardan’ 12 milyon dolar topladığı da iddia edildi o zamanlar. Umarım çok ciddi sonuçları olmaz…

Emniyet birimlerinin temizlik operasyonları sırasında bazı işadamları için ‘yurtdışı yasağı’ geldiği de belirtiliyor. Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) yönetim kurulu ve meclis üyeliklerinden ‘basın açıklamaları’ yaparak ayrılan Ferudun Kahraman, Şakir Umutkan ile Emin Akça için ‘yolun sonu göründü’ diye konuşanlar, acaba sıra kendilerine gelince ne diyecekler?

Dünya genelindeki Fethullah okullarının yapımına katkı koyan daha onlarca sanayici ve işadamını tek tek incelemek, tedirgin etmek ya da gözaltına almak sorunları artırmayacak mı?  Piyasalardaki güvenlerini sarsmadan sorgulamak gerekir diye düşünüyorum. Gıda Bankası uygulamalarına tonlarca gıda bağışlayan sanayici ve işadamları da sayıldığında iş dünyasında deprem yaratma olasılığı giderek artıyor.

İstihdam sağlayan, hata yaptığını samimiyetle anlatan, elini ayağını 17-25 Aralık sürecinde çeken, vatanına, milletine ve evrensel hukuk kurallarına bağlı insanları diğerlerinden ayırmak gerekiyor.

Terörist yapılara yardım eden eşeklerin ise mutlaka derdest edilmeleri gerek ve şart. Sınavlarda saatlerini sağ eline takan (sizdenim yardım et demek), şifresi verilmiş sınavlara giren, dil bilmeden ataşe olarak atanan, özellikle İngiltere’ye gönderilen lisansüstü, doktora öğrencilerinin de acilen gözden geçirilmeleri gerekiyor.

Türkiye bağırsaklarını temizlerken kansere yakalanmamalı…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir