Uğur Mumcu büyük savaşçı…
“Vurulduk ey halkım unutma bizi” diyordu… Unutmadık… Gazeteci-yazar Uğur Mumcu’nun katledilmesinin üzerinden 28 yıl geçmesine karşın, aracına bombayı yerleştiren Cihan kod adlı Oğuz Demir, ne hikmetse bir türlü yakalanamadı… Arananlar listesinde olduğu belirtiliyor o kadar…
Bakın Uğur Mumcu neler yazmış, nelere dikkati çekmişti…
NAMUSLU OLMA SUÇU
“Emniyet, gümrük, istihbarat kurumları ve siyasetçilerle mafya, kaçakçı işbirliği, soyulan devlet bankaları, uyuşturucu ve silah kaçakçılığı ağı, terör… Din sömürüsüyle kucak kucağa namussuzluklar, yolsuzluklar… Namussuzluk marifet, namuslu olmak suç!
“Türkiye’de birçok insan için, yasalarda olmayan bir suç vardır: Namuslu olmak suçu! Namuslu devlet memuruysan, haksızlıklara, yolsuzluklara karşı çıkıyorsan, namuslu olma suçunu işlemiş olursun ve bu suç senin yakanı hiç bırakmaz.” (“Namuslu Olma Suçu”, Cumhuriyet, 07 Aralık 1980)
KIRMIZI PLAKALAR
“Bu hükümeti, bu kırmızı plakaları, işkence altındaki oğullarından haber bile alamayan, gencecik çocukları kurşuna dizilen ana ve babaların gözyaşları yıkacak, bunu bilin!” (“Kırmızı Plakalar”, Cumhuriyet, 24 Haziran 1980)
HARAM DÜZENİ
“Milliyetçilik gibi, dinsel duygular da politikacı pazarında geçer akçedir. Din sömürüsünde birbiriyle yarış eden cephe partileri, şimdi de “dinimizin ulvi prensiplerinden” yararlanarak, plan hazırladıklarını açıklamışlardır…
…Devletin hukuksal, siyasal ve ekonomik temel düzenleri, dinsel “esaslara göre” değiştirilirse, yani “laik, sosyal, hukuk devleti” ortadan kaldırılır, yerine din kurallarının egemen olduğu bir devlet biçimi yaratılırsa, “dinimizin ulvi prensiplerinden” yararlanma olanağı doğar…
…Milliyetçilikleri gibi din duyguları da kandırmaca üzerinedir. Yapıp yapacakları iş, bu sömürü düzenine, bu kokuşmuş düzene gül yağı sürüp günlerini gün etmektir…” (Cumhuriyet, 15 Kasım 1977, Haram Düzeni)
YERALTI EKONOMİSİ
…Yıllardır, bu köşede, kaçakçılık olaylarına ilişkin belge ve bilgiler sunduk. Bu belge ve bilgiler, “yeraltı ekonomisi” olarak adlandırılabilecek bir “döviz-alışveriş sistemi”ni de kendiliğinden ortaya çıkarttı.
Yurtdışında banka hesapları olan bazı kaçakçılar, bizim “ihracatçı firmalar”ın birer özel banka şubesi gibi çalışıyorlar. “Dövizi nereden bulursan bul, ama bul” mantığı ile işleyen bu sistem, ister istemez, dışsatım şirketleri ile kaçakçılar arasında -bu kaçakçıların adları dışsatım şirketlerince bilinsin ya da bilinmesin- dolaylı ya da dolaysız ilişkiler kurduruyor.
Sistem böyle işliyor. Bu sistem gereği, dışsatım şirketlerine yurtdışından gönderilen dövizin bir bölümü, işte böyle, uyuşturucu madde kaçakçılarının hesaplarından gelmektedir.
Böyle işlediği için de ANAP, Türk Parasının kıymetini koruma hakkındaki 28 sayılı karara ilişkin tebliğin 5. maddesini, 28 Aralık 1983 günü değiştirip “Türkiye’ye her türlü yoldan ve cinsten döviz ithali serbesttir. Hiçbir kayda tabi tutulmaz ve menşei araştırılmaz” hükmünü getiriyor. (Cumhuriyet, 08 Ocak 1988, Yeraltı Ekonomisi)
BİLGİ VE BELGE İLE YAZDI
Hemen her konuda bilgi ve belge sahibiydi, Uğur Mumcu. Ağacı salladığında alta dökülen çürük elmaları toplaması için devletin yapması gerekeni de yazıyordu. Suç belliydi ve suçluyu yakalayarak adalete teslim etmek yetecekti…
Mumcu, içinde yaşadığımız döneme ve topluma bütün yönleriyle ışık tutmuş olan değerli bir yazar, eşsiz bir araştırmacı olarak tarihteki yerini aldı. Toplumdaki aksaklıkları, alçaklıkları, ahlaksızlıkları, yolsuzlukları, hırsızlıkları, baskıları, işkenceleri, hukuksuzlukları, din kisvesi altındaki kandırmacaları, bıkmadan, usanmadan, yılmadan, hayatı pahasına ortaya serdi… Rahatsız etti, eleştirdi, olması gerekeni yazdı, savundu. Anlamak için okumak gerektiğini söyledi hep…
Uğur Mumcu, gezegen var oldukça unutulmayacak.