Ne yaparsak yapalım, nerede olursak olalım; Tüm canlı türleri gibi yemek ve içmek zorundayız… Kültürel kodlara göre hayvan türlerini öldürerek et elde ediyoruz… Bir yandan da tarım yaparak meyve, sebze ve tahıldan yararlanıyoruz. Su olan her yerde varız ve doğayı saygısızca değiştiriyoruz…

Bugün, tarım konusunda atılmaya çalışılan adımlara değinmek istiyorum… Çünkü önümüzdeki dönem ‘ilginç gelişmelere’ gebe…

Yazılarında ‘Türk Tarımı’ konusunda çok önemli ayrıntılara dikkati çeken Ali Ekber Yıldırım’ı yakından izlemeye çalışırım. Birlikte bir kez daha okuyalım…

Yazıdaki ilk bölümün içeriği çok önemli… “Tarım ve Orman Bakanlığının taşra teşkilatı ile Tarım Kredi Kooperatifleri birleştirilerek ‘Milli Birlik Kooperatifi’ kurulacak…” diyor sevgili uzmanımız… Bir yenilik gibi sunuluyor demek ki…

“Devlet eliyle kurulacak ve çiftçilerin ortak olması zorunlu kılınacak olan Milli Birlik Kooperatifi ve özel sektör işbirliği ile kurulacak ‘Semerat Holding’, tarımın tek patronu olacak. Yerli sermayenin yanı sıra uluslararası sermayenin de ortak olacağı Holding, devletin tarımsal KİT’lerine de sahip olacak (Kamu İktisadi Teşekkülleri…).

Tarımda ‘Milli Birlik Projesi’ne, gerekçe olarak 17 yıllık tarım politikasının başarısız olduğu, tarımın iflas ettiğinin itirafı var. Projede mevcut tarım politikası, uygulamalar çok sert bir dille eleştiriliyor.

Gerekçede; ‘Tarladan sofraya kadar uzanan ürün değer zincirlerinde yüzde 50’ye varan israf ve verimsizlikler yaşanmaktadır. Ölçek problemi nedeniyle tarımsal maliyetler oldukça yüksektir. Plansızlık ve yetersiz veri nedeniyle gıda fiyatlarında suni dalgalanmalar ve fiyat artışları yaşanmaktadır. Değer zinciri kopuktur. Katma değer hakkaniyetli dağıtılmamaktadır. Uygulanan yanlış politikalar sonucunda ‘Yönetilemeyen, planlanamayan çok parçalı
ekosistem var” deniliyor…

Hayvancılıkta yem fiyatlarının, hububatta tohum maliyetlerinin spekülasyonla yükseltildiğine vurgu yapılıyor. Pamukta çırçır aşamasındaki verimsizlikten söz ediliyor. Patates ve soğanda plansızlık kaynaklı sorunlar ve spekülasyonlar olduğu anlatılıyor. Yönetilemeyen ve planlanamayan çok parçalı bir ekosisteme dikkat çekilerek, koordinasyon, veri akışı, planlama, kontrol ve fiyat istikrarının sağlanamadığına işaret ediliyor…

Yani ‘Biz bugüne kadar bu yanlışları yaptık… Tarımda ‘Milli Birlik Projesi’ kapsamında kurulacak bir kooperatif ve özel sektörle ortaklığıyla kurulacak holdingle tarımı kurtaracağız’ vurgusu dikkati çekiyor.

YALAN SİSTEM YERİNE YALIN SİSTEM

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın sunumuna bakılırsa tarımda ‘yalan’ sistemden ‘yalın sisteme’ geçilecek. Bugüne kadar yapılanlar yalan ve yanlıştı. Bunun adı da ‘Türk Tipi Tarım ve Orman Yönetim Sistemi’ olacak.

Tarımda ‘Milli Birlik Projesi’nde 4 önemli başlık var…

1- Tarım politikaları bugüne kadar çok başarısız oldu. Bu nedenle temel bir politika değişikliğine gidilerek daha önce hiç dillendirilmeyen ‘Yalın Sistem’e geçilecek.

2- Tarım ve Orman Bakanlığı taşra teşkilatı Tarım Kredi Kooperatifleri ile birleştirilerek ‘Tarımda Milli Birlik Kooperatifi’ kurulacak.

3- Milli Birlik Kooperatifi’nin yüzde 35, Toprak Mahsulleri Ofisi, Atatürk Orman Çiftliği, ÇAYKUR, Türk Şeker gibi tarımsal KİT’lerin yüzde 15 ve yerli, yabancı şirketlerin yüzde 50 hisseye sahip olacağı Semerat Holding kurulacak. Tarımsal KİT’ler bu holdingin iştiraki yapılacak.

4- ‘Milli Birlik Projesi’nde üretici ve çiftçi adeta yok sayılıyor. Köylünün projenin neresinde yer alacağı açık değil…”

Görünen o ki; Ülke tarımı bir holdinge bırakılıyor…

Proje uygulandığı taktirde; ‘Milli Birlik Kooperatifi’, tarımsal üretim, girdi temini ve ithalat gibi konularda tam yetkili olacak. Büyük görevler üstlenecek. Tarım Bakanlığı’nın sunumundaki bilgiler doğruysa; Kooperatif ‘Varlık Fonu’ benzeri bir yapıya sahip olacak. Kimse soru soramayacak, alınan kararlar uygulanacak ve iç işlerinde bağımsız olacak.

Çok ama çok derin düşünmek gerek!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir