Hekimlerimizi kaybediyoruz… Kolay yetişmediler…
Bugün yazıma çok ciddi bir uyarı ile başlamak istiyorum. Ankara Tabip Odası’nın eski başkanlarından Prof. Dr. Vedat Bulut, bakın ne diyor, “900’den fazla hekim istifa etti, göğüs hastalıkları uzmanı kalmayan hastane var. Sağlık sistemi iflas edebilir. Bu süreçte 30 bin sağlık çalışanı hastalığa yakalandı, 80 sağlık personeli hayatını kaybetti…”
Tehlikenin farkında mısınız…?
Binlerce insan izolasyonda yani evde kalması gerekirken dışarıda geziyor. Karantina ise pek de alışık olduğumuz bir şey değil… Hastalık taşıyan insanları tam olarak bilemiyoruz…
Biz, vakaları hastanelere taşımaya devam ettik. Bu aşamada bulaşıcı hastalığı filyasyon ekipleriyle tespit etmek birinci öncelik olmalı. Bu aşamayı tam olarak yerine getirmeliyiz…
“Filyasyon, herhangi bir bulaşıcı hastalığın hangi nedenlerden kaynaklandığının tespit edilmesine verilen isimdir. Başka bir deyişle; Kaynak arama çalışmasıdır. Bu çalışmalar neticesinde tehlikenin hala devam edip etmediği ve başka insanların risk altında olup olmadığı gibi önemli bilgiler elde edilir. Filyasyon çalışmaları bulaşıcı hastalıklarla mücadele etmekte çok önemli bir aşamadır. Titizlikle uygulanmalıdır…
Kaybettiğimiz 80 sağlık çalışanının 39’u maalesef hekim… Onları bone ve eldiven takmış, maskeli, siperlikli ve tulum giymiş insanlar olarak algılayın. Tam olarak korunarak hastaya müdahale eden doktorlarımızı dahi toprağa veriyoruz.
Tehlikenin farkında mısınız…?
Bu hastalığın şimdilik ilacı ve aşısı yok.
Ankara’daki acillerde ve yoğun bakımlarda yer kalmadığını söyleyen etkili ağızlar var. Koridorlara yatak koyulmaya başlayacak yakında. Trafik kazasından, kanserden, silahla ağır yaralanmadan, patlamalardan, terörden ya da başka bir nedenden hastanelerin yoğun bakım ünitelerinde yatması gereken hastalara da yatak ayırmak zorundayız. Biz bunu yapmaz isek yaşama sarılacak insanları hemen oracıkta kaybederiz…
Önerim; Covid-19 şüphesi ya da tanısı ile gelenler için ayrı diğer hastalar için ayrı hastaneler olmalı… Bu konu behemahal çözülmeli ki; diğer hastanelerde ameliyatlar yapılabilsin…
Sağlık Bakanlığı’nın verilerine bakarsak eğer; vaka sayısında Batı Marmara ile İç Anadolu arasında hemen hemen 18 kat fark var. Verilerin doğru olduğuna inanmak isteyenler arasındayım. Zaman zaman günlük 2-3 binden fazla olgudan söz ediliyor. Okullar, toplu ulaşım araçları ve işyerleri kalabalık… Tatile gidenler, İç Anadolu’ya döndüler ve hastalık patladı…
Marmara Bölgesi’ndeki evlerde 2-3 kişi yaşarken; ülkenin orta ve doğusundaki evlerde 6-7 kişi bir arada oturuyor. İnsanlar, uyurken bile hasta olabilir… Bu nedenle Batı Marmara’da her 100 binde 2 olan vaka sayısı, Orta Anadolu’da 100 binde 32…
Yapılması gerekenlerden biri de ‘Özel hastanelerdeki yoğun bakım yataklarının kullanıma açılması…’ En azından Sağlık Bakanlığı’nın tavsiyeleri ile acil ameliyatlar bu hastanelerde yapılabilir ve sıkıntılı süreç aşılır…
İşyerlerindeki mesaileri de hemen 4’e bölmeliyiz. Sabah 08.00-12.00 arasında bir grup, 12.00-16.00 arasında bir grup ve 16.00-20.00 arasında da diğer grup çalışmalı… Son grup ise 20.00-24.00 arasında kalan işleri toparlamalı…
Maske alacak gücü olmayanlara maske dağıtımını muhtarlara havale edelim. Toplu alımlarda 50 adet 15 TL’ye kadar düştü. Hatta daha da ucuza alınabilir. DMO’ya bağışlanan maskelere el atma zamanı geldi… Oradan da halka maske dağıtımı yapılabilir.
Kapalı ten, virüsü yen!
Maskeni tak, tedbire bak!
XXX
BEKÇİ OLMAK İSTEYENLERE…
Türkiye İş Kurumu, çeşitli özel kurumlar için BEKÇİ BAŞVURULARI almaya başladı. Müracaat yapabilmek için en az ilköğretim mezunu olmak koşulu var.
Adayların; Konya, Gaziantep, Düzce, İstanbul, Bursa, Edirne, Bolu, Eskişehir, Amasya, Muş, Uşak, Şanlıurfa, İzmir, Elazığ, Adana, Mersin, Manisa, Balıkesir, Kayseri, Sakarya ve Afyonkarahisar vilayetlerinde ikamet etmesi gerekiyor.