Şasi numarasına kapora…
Yaşamak için kredi almak zorunda kalan halkımızın elinde kalanları doğru değerlendirme sorunu yaşadığına inanmaya başladım. Yüzlerce yılın birikimini, eline yeşil dolar alan herkese ve her milletten gelene satma gayreti içinde olmamıza inanamıyor ve sistemin yok pahasına özelleştirdiği hemen her kurum ve kuruluşun ‘5 paraya’ el değiştirmesine kızıyorum…
IMF Raporlarına Göre;
– Kalkınma hızında 187 ülke arasında 111.
– Cari açıkta 187 ülke arasında 117.
– Milli gelir büyüklüğünde dünyanın 17. büyük ekonomisiyiz.
– Milli gelir dağılımında ise 62. sıradayız.
– Gelir dağılımımız çok ama çok bozuk. Nüfusun yüzde 20’si milli gelirin yüzde 50’sini alıyor. (Bu oran yükseliyor…)
– En yoksul yüzde 10 ile en varlıklı yüzde 10 arasında 14 kat fark oluştu. (Fark her geçen gün büyüyor…)
– Halkın yüzde 86’sı bir hafta bile tatil yapamıyor.
– Tüm ekonomiler içinde hızla kan kaybeden ülkeler içinde gösteriliyoruz. Kredi notumuz sürekli kan kaybı yaşıyor…
KREDİLİ HAYAT OH NE RAHAT!
656 milyar TL kredi kullanmış halkımız. Bunun 372 milyar TL’si doğrudan tüketici kredisi… COVİD-19 Pandemisi nedeniyle elinde para kalmayanların ‘kurtarıcı’ diye sarıldığı krediler 3 ay sonra ipimizi çeken cellada dönüşecek gibi duruyor… ‘Tuzu kuru olanlar’ bu aşamada 4 milyar dolar satın aldılar. Onlara da kızamıyorum; çünkü paradan para kazanmanın yolunu öğrendiler ve satışlar azaldığında ‘güvenli liman’ buldular…
Velhasıl ekonomide çarklar gıcırdayarak dönüyor.
KISA ÇALIŞMA ÖDENEĞİ
Bu arada pandeminin etkilerini azaltmak için alınan tedbirlerden biri olan ‘Kısa Çalışma Ödeneği’, 15 Kasım 2020 tarihine kadar uzatıldı… Bu kapsamda olan mavi yakalılar şimdilik kendilerini işsiz olarak görmüyor… Bir gün işbaşı yapacaklarını düşünüyor ve inanıyorlar…
OTOMOTİV SEKTÖRÜ ZORLANIYOR
Türkiye’nin lokomotif sektörlerinin başında gelen Türkiye otomotiv endüstrisinin ihracatı bu yılın ağustos ayında (2020) hem COVİD-19 salgınının etkisi hem de otomotiv fabrikalarının bakım ve onarım faaliyetleri için üretime ara vermesi nedeniyle çift haneli düşüş yaşadı.
Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliğinin (OİB) açıklamasına göre; İhracat, geçen yılın (2019) aynı dönemine göre yüzde 11’lik düşüşle 1 milyar 545 milyon doları ancak yakalayabildi… Sektörün Ocak-Ağustos (2020) dönemi sekiz aylık ihracatı da yüzde 27,2 düşüşle 14 milyar 536 milyon dolar…
Ürün grupları bazında tedarik endüstrisi ihracatı yüzde 1 artışla 729 milyon dolar olurken, binek otomobil ihracatı yüzde 20 azalarak 406 milyon dolar, eşya taşımaya mahsus motorlu taşıtlar ihracatı yüzde 9 azalarak 237 milyon dolar ve otobüs-minibüs-midibüs ihracatı da yüzde 38 azalarak 79,9 milyon dolar oldu. Anlayacağınız işler kesat…
ŞASİ NUMARASI SATILIYOR
İç pazarda da ilginç ayrıntılar dikkatimi çekiyor.
Biliyorsunuz otomobil satan bayilerde fabrikanın ürettiği araç tiplerinden en az birer tane bulunur ve alıcılar bu araçları yakından inceleme fırsatı yakalar.
Son dönemde bayilerde araç sayısında düşmeler görüldü. Yaklaşık 1 ay devam eden düşük faizli otomobil kredileriyle satışlar patladı, stoklar eridi ve fiyatlar bence anormal arttı… Şimdilerde bayilere giden bir vatandaştan yeni bir araç için kapora alınıyor ve “şasi numarası’ veriliyor. Aracın ederini tam olarak ödeyenler de var. Yani aracınızı ne zaman alacağınızı bilemiyorsunuz. Elinizdeki ‘şasi numarası’na göre üretilecek otomobilinizi 3 ay da bekleyebilirsiniz 1 yıl da…
Bu arada otomobil üreticileri de verdiğiniz o paradan para kazanmaya devam eder. Gecelik faizden, dolardan, altından ya da borsadan kazanabilirler. 31 günlük repo bile yaparlar. Bu konuda yasal boşluklar olduğunu söylemeliyim. Sizin ödediğiniz paradan para kazanan üretici ya da bayiler, bu kazançlarını otomobilin fiyatından düşmelidir. Belki de otomobil bedavaya gelir… Kim bilir…