Son bir ayda çıkan orman yangını sayısı tam olarak 544 sevgili dostlar. Bu alanda da dünya birincisiyiz çok şükür! Neden diye soranlar arasında olduğum için azıcık araştırma yaptım.

Türkiye hızla çölleşen ülkelerin başında geliyor.

İçilebilir su kaynaklarımız hızla azalıyor ya şişelenerek ihraç ediliyor ya da damacanalarla evlerimize geliyor… Kaynaklarda yer alan bilgilere göre; Sadece Uludağ’dan su toplayan ve şişeleyerek pazarlayan 23 firma var.

Bursa’da yaşayanlar olarak çok şanslıyız; Çeşmesinden akan suyu içilebilen dünya kentlerinden biriyiz. Su kaynakları genellikle dağlar olduğu için bu konuda 2050 yılına kadar sorun yaşamayacağımızı da rahatlıkla söyleyebilirim.

Susuz, sadece 8 gün yaşayabiliyoruz; Aç kalarak da 18 gün

Dağların su kaynağı olmasını sağlayan temel güç, ağaçlar… Yağmurun yağdığı toprakları kökleriyle tutan, yavaş yavaş sızmasını sağlayan, suya belli bir akış hızı kazandıran ağaçlarımızı insafsızca yakanların gizli amacı yöredeki su kaynaklarını kurutmak, göçü hızlandırmak olmalı…

Orman Genel Müdürlüğü’nün sitesinden derlediğim verilere göre, son 15 yıldaki ağaçlandırma çalışmalarıyla orman varlığı yüzde 7,2 artan Türkiye, 22,3 milyon hektar orman varlığına sahip. Bu ormanlık alanların, 12,5 milyon hektarına denk gelen kısmı ise çıkması muhtemel yangınlara hassas bölgelerde bulunuyor.

SON 10 YILDA YANGINLAR ARTTI

Türkiye’de 10 yıllık sürede çıkan 24 bin 264 orman yangını var. Yılda ortalama 9 bin hektar alan zarar görürken, bunların yüzde 87’sinin insan kaynaklı çıktığı da kesin bilgi.

Son bir ayda çıkan orman yangını sayısı tam olarak 544… Son 1 ayda bin 344 hektar orman yandı!

10 yılda en fazla orman yangını Muğla, Antalya ve İstanbul‘da meydana gelirken, Ağrı ve Iğdır’da ise hiç orman yangını yaşanmadı.

Muğla’da 10 yılda çıkan 2 bin 734 orman yangınında 3 bin 148 hektar orman arazisi zarar gördü. Muğla’yı 2 bin 73 ile Antalya, bin 493 ile İstanbul ve bin 394 orman yangını ile İzmir izledi.

Fark ettiniz mi; Yangınlar genellikle turistik yörelerde ve rant getirecek yerlerde… İstanbul’da konut arazisi, Muğla ve İzmir’de otel, motel, kamping alanları ortaya çıkmış olmalı!

Sitede yer alan bilgilere göre; Alınan tüm tedbirler, verilen eğitimler ve ormanlık alanlara açılan yangın söndürme havuzları sayesinde ortalama yangına ilk müdahale süresinin 40 dakikadan 15 dakikaya kadar indiği belirtiliyor.

Türkiye’de, 2017 yılı itibarıyla orman yangınlarıyla yaklaşık 20 bin personel, bin 10 arazöz, 281 su tankeri, 559 ilk müdahale aracı, 5 amfibik uçak, 24 su atar ve 30 helikopterden oluşan filoyla mücadele edildiği iddia ediliyor.

Yangına hızlı müdahale edebilmek için Türkiye genelinde 3 bin 41 noktada yangın söndürme havuzu oluşturulduğu da bilgiler arasında.

Peki sayın yetkililer; “Bu kadar hazırlığa rağmen İzmir’de iki gün boyunca devam eden yangına neden uçaklarla müdahale etmediniz, neden beklediniz?” diye sormayalım mı…

Ormanların 776 gözetleme kulesi ve 230 ısıya duyarlı kamera ile 7 gün 24 saat izlendiği de iddialar arasında.

Orhaneli-Mustafakemalpaşa sınırındaki Çivril’de çıkan orman yangın yerine giden CHP Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu, partisinin Özgen Çay Bahçesinde düzenlediği bayramlaşma töreninde “Kulede kimseyi bulamadım” demişti.

Yangınların ardından zarar gören araziler… Yanan ağaçlar… Onlarca canlı türünün yok olup gitmesi… Halkta ortaya çıkan moralsizlik… Hepsi bir araya gelince insanın canı sıkılıyor.

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin “3 uçakta motor sorunu var. 3 uçak da yağ kaçırıyor. Varsa uçuracak biri gelsin” sözleri de yenilir yutulur cinsten değil… Devletin umutsuzluk aşılama lüksü olamaz. Olmamalı…

Bu arada Kaz Dağlarındaki katliamı da unutmadık; Gündoğdu Köyü yakınlarındaki çam ağaçlarının kesildiğini de…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir