Bir bak hele Hüsnü
İspanyollar Amerika kıtasına geldiklerinde nüfusları 60 milyon olan, katliamlar sonucu 5 yıl içinde sayıları 2 milyona düşen Kızılderililerin, yaşama ve insana ilişkin sözleri, günümüze de ışık tutuyor… Kulaklara küpe olsun diye paylaşıyorum…
“Bildiklerini anlat ama akıl vermeye kalkma.”
“Anlatılanları dinle ama hepsini doğru sanma.”
“Çok konuşmak, çok şey bildiğini göstermez.”
“Her kim olursa olsun; bir insanı küçümsemek akılsızlık, çok büyük görmek de korkaklıktır.”
“Cesaret akıldan gelirse cesaret, bilgisizlikten gelirse cehalettir…”
Şimdi çevrenizdeki insanlara, sözlerin ışığı altında ve özümseyerek bakın; Sonra da aynada kendinize…
Ülkemizin sınırları belli, eğitim düzeyi belli, neyi ne kadar yapabileceğimizi de az çok biliyoruz… Duygusal yanımızın ağır bastığını söyler bilim insanları. Akıldan eksik değil ancak; Akıl süzgecinden yoksun milyonlarız biz… Hızla çoraklaşan maden zengini topraklarımızın gururlu bekçileriyiz…
Şahsına münhasırız vesselam…
İyi güzel de beyin kıvrımları içinden süzülerek gelen bilgilerimizi tazelemek, yeni bilgiler edinmek, geleceğe güvenle bakabilmek, toplumu oluşturan bireylerin mutluluğunu artırmak, çocukların huzurla yaşayacağı mekanları, okulları, spor sahalarını, hastaneleri, kültür odaklarını oluşturmak için öncelikle neyin gerektiğini bilmeliyiz artık…
Günlük faaliyetlerin içinde koşturan, girişim başlatan, bir işyerinde başarılı olabilmek için gecesini gündüzüne katan, aldığı maaşı banka kartlarına yatırırken eve götüreceği yiyeceği düşünen, sinemayı, tiyatroyu, kitapları, gazeteleri, tatili, yeni giyim eşyası ve ayakkabı ile ‘kırmızı eti’ yaşamından çıkaran milyonlarca vatandaşız artık.
Oysa devlet mekanizmaları seni iyi tanıyor. Neden sorusunu sormayacağını biliyor. Yazı yerine sözlü kültürden hoşlanmanı da hemen her yerde kullanıyor. Biliyorum bu yazıyı da okumayacaksın. Umudum okuyanların sana anlatması…
Bak kardeşim, Türkiye ekonomisi ortalama her 7-8 yılda bir krize girer… 2001 ve 2008-2009 yıllarında da kriz atlattık… Şimdi de ağır bir kriz içindeyiz. Yatırımcı gelmiyor, sıcak para akışı durdu ve biz elimizdeki değerleri ya satıyoruz ya da sen ekmeksiz kalma diye rehin gösteriyoruz… Araplar bol bol ev, arsa, banka, arazi, otel, televizyon kanalı, rezidans, yalı, fabrika, işyeri alıyor ya; İşte hep kriz yüzünden.
Çok ucuzladık çok. Adam 1 milyon dolarla gelince bozduruyor ve eline 5 milyon 500 bin TL sayıyoruz… 10 milyon dolarla gelirse 55 milyon TL’yi çuvallara dolduruyoruz… Ne yapacak adamcağız; hemen harcamaya başlıyor… Alıyor da alıyor… Sen de bakıyorsun öyle aval aval… Milliyetçiliğin tutuyor arada sırada…
“Bu yabancılara çok yer satıldı. Hükümetimiz uyuyor mu? Topraklarımızı veriyorlar. Vay namussuzlar” falan diyorsun ya kahve köşelerinde. Bildin mi… Hah işte o topraklarımız dediğin yer bir gezegenin sana emanet edildiği yerler. Vatan, millet, Sakarya diye diye bugünlere kadar geldin de ne yaptın Hüsnü… Askerlik yaptın anladım. Çalıştın, çabaladın, çocuk da yaptın vergi de verdin… Tamam da ben ne diyorum halen anlamadın…
Bak kardeşim; Japonya ve Almanya 1945 yılında yerle bir edildi bombalarla. Askerler girdi evlerine neler oldu neler… Şimdi kendi milli ordularını kurmaları dahi yasak. Ama çok gelişmiş ülkeler oldular, bildin mi… Hatta Almanya seni işçi olarak götürdü memleketine. Orada otomasyon öğrendin. Tuvalete bile giderken izin almayı öğrendin. Türkçe bilmiyordun ama Almanca konuştun, bildin mi şimdi… İşte o Almanya seni fersah fersah geçti… Japonya da öyle yaptı, gelişti… Elektronikte, otomobilde, uçak ve tren yapımında, silah sanayinde, uzay çalışmalarında, eğitimde, sanatta, estetikte, görsellikte,
Bak kardeşim; Türkiye ekonomisi 2018 yılının tamamında yüzde 2.6 oranında büyüdü ya göbek atıyorsun… Oysa beynini kullansaydın her yıl en az yüzde 5 büyümen gerektiğini bilirdin. 2018 yılının son çeyreğinde (Eylül-ekim-kasım-aralık) ekonomi yüzde 3 oranında geriledi… Ekonomideki daralma bu yıl da sürecek gibi duruyor…
Sıkıntı çok büyük Hüsnü.