Hiper androposen çağı
Çalışmaktan, yorulmaktan, koşturmaktan, ayakta kalmak için verilen çabalardan sıyrılarak biraz da gezegenimiz hakkında bilgilere, çalışmalara eğilmemiz gerektiğini düşünüyorum…
İçinde bulunduğumuz ve bizi bir ahtapot gibi saran, sömüren, içimizi dışımızı bilen, her adımımızı izleyen, söylemleriyle beynimizi iğdiş eden insanlardan birazcık uzaklaşarak bilim insanlarının uyarıcı yazılarını okumalıyız…
Bilim insanları şu anda içinde bulunduğumuz çağa ‘androposen çağı’ diyorlar. Bir başka deyimle ‘İnsan etkisi çağı.’
Tuhaf gelecek ama gezegeni yaşanmaz kılan sadece bizleriz…
Jeolojik çağlar binlerce yılın evriminden bahsederken; şimdilerde son 200 yıl içerisinde oldu her şey. Kömürün bulunup çıkarılmasıyla beraber dünya artık bambaşka bir noktaya doğru gitmeye başladı. İlk defa tek bir tür, gezegenin bütün kimyasını ve atmosferini değiştirdi. Şimdi yeni bir terim var. ‘Hiper androposen çağı’ da geldi çattı. Yani ‘hiper yeni insan.’ Bu yeni insan geldi ve dünyayı yiyor, bitiriyor.
TÜRKİYE SONUNU HAZIRLIYOR
Kömür, dünyadaki en kirli fosil yakıt olarak biliniyor… Küresel ısınmaya yol açan sera gazı salınımının bir numaralı sorumlusu, kömür. Bu işle uğraşan şirketler, bu bilginin yaygınlaşmasını engelliyor. Türkiye’de de 80 yeni termik santral açılması planlanıyor. Bir kısmına başlanmış, bir kısmı henüz proje. Afşin Elbistan’daki termik santral büyütülüyor ve yeryüzünün gördüğü en büyük termik santral haline getirilmesi planlanıyor. Türkiye’nin kesinlikle sonunu getirir bunların hepsinin yapılması. Marmara Bölgesi ve yakın coğrafyasında 63 termik santral olacak; Eğer geri adım atılmaz ise… Havası daha bugünden partiküllerin etkisiyle kirli olan Bursa, çok yakın bir gelecekte çok daha vahim sonuçlar yaşayabilir… Halbuki bütün dünyada kapatılmaları tartışılıyor.
FEEDBACK LOOP
Feedback loop, bir fizik yasası. Bir noktadan sonra ‘kontrol imkansız hale geliyor’… Tepeye kadar bir bilyeyi çıkarırsanız, öbür taraftan düşmeye başladığında hareketi engellemek imkansız hale gelir ya işte öyle bir şey… Gelişmeler bir süre sonra insan etkisinden bağımsız olarak kontrolden çıkıyor.
Küresel ısınmanın en büyük problemi bu, engelleyemez hale geldi galiba… Örneğin buzların erimesinin önüne geçilemeyecek. Küresel ısınma şu anda dursa bile yapacak bir şey yok, bir miktar daha eriyecek o buzlar. İnsan öylece baka kalacak…
SON FIRSAT
Hatırlayın; Paris’te, Birleşmiş Milletlerin (BM) büyük bir İklim Zirvesi gerçekleşti… Çok önemli kararlar beklerken, ‘dağ fare doğurdu’ bence… Fosil yakıt tüketimine son verilmesi istendi ancak uygulamada henüz adım atan yok… ABD, kendi içinde kömürün kullanılmasını azaltacağını açıkladı ancak; geri kalmış ve gelişmekte olan ülkelere yaptırımın nasıl ve kimler tarafından yerine getirileceği belli değil…
Yenilenebilir enerjilere yatırım kararları alınamazsa iki derecelik sıcaklık artışı, gezegeni yaşanmaz bir iklime doğru götürmeye başlar… Dünyada sera gazı yoğunluğu şu anda 402 ppm, yani milyonda 402 parçacık sayısı var… Uzmanlar en fazla 350 olmalı diyor. Ayrıca korkunç bir artış var. Eskiden yılda 1,5 parçacık eklenirdi, şimdi 2 parçacık ekleniyor.
İnsan denilen varlık, kendi sonunu hazırlıyor. Uzayda yeni yerleşim bölgeleri arayan, su bulduğunu iddia eden, karanlık fabrikalarda üretimin peşinde olan, ışıklı ortamlarda sebze ve meyve yetiştirme teknikleri geliştirenler, sanırım dünyadaki değişimlerin sonunda taşınmayı göze alıyorlar…
Oysa yavaşlasak, plastik kullanmasak, petrolü yakmasak, kömürü unutsak, ağaç katliamını durdursak gezegene kıymamış olacağız…
Seçim ile geçim arasında kalan Türk halkı da lütfen Anadolu’yu hor kullanmayı bıraksın.
Yoksa çok ama çok yazık olacak…