Geçtiğimiz yılın Aralık ayında 3.79 TL civarında olan ABD Doları’ndaki hızlı artış, 2018 yılına damga vurdu… İstikrara inanmış sanayiciler, yatırımcılar ve esnafın hayli hırpalandığı günlere kadar geldik… Yatırımcı, yüzde 42-43’lere kadar yükselen ticari kredi faizleri karşısında durdu… Bekleyelim, görelim diyenlerin sayısı arttı ve ödemeler sürekli ertelendi… Yüzde 25’lere kadar çıkan faiz nedeniyle para bankalara yöneldi. İnşaatlarda faaliyetler ertelendi, işçi çıkışları başladı ve halkın alım gücü zayıfladı…

ABD’li rahip, Brunson’u yargılama ve serbest bırakma arasında geçen süre ne yazık ki Türkiye’nin aleyhine işledi… Tehditler geldi ABD’den. Onurlu konuşmalar yapıldı ve sonunda belki de ekonomik nedenlerle ‘Brunson’ elimizden uçup gitti…

Türkiye’de kur hareketliliğinden kaynaklanan yüksek tansiyonlu bir süreç yaşandı. Dolar kuru bir günde yüzde 34 artarak 7.23 seviyesine kadar yükseldi. ABD ile gerilen ilişkiler, Merkez Bankası’nın sessizliği ve küresel para hareketliliği, Türkiye’nin hareket alanını giderek daralttı, bu süreçte…

Söz konusu gelişmelere bağlı olarak dolar, faiz ve borsada dengeler olumsuz yönde hareket etti… Krize işaret eden gösterge niteliğindeki beş yıllık CDS oranı 429 seviyesine yükseldi. Dolar/TL kurunun hareketlenmesiyle birlikte kura yönelik global talepte artış görüldü. Bu da Euro/dolar paritesinin 1.14 seviyesine kadar gerilemesine neden oldu.

Kur şoku yönetilemez miydi? Elbette yönetilebilirdi. Piyasalardaki sığ yapı, bazı kararların alınmasında geç kalınması, kısa vadede bir eylem planının bulunmaması, bir dalgalanma dönemi yaşamamızda belirleyici faktör oldular…

Piyasa hareketleri diyerek geçilemeyecek ciddi bir süreçten geçtik, geçiyoruz. Hatta doğrudan Cumhurbaşkanının ağzından dış güçlerin ekonomik saldırısına yönelik ifadeleri hatırlayın… Böylesi bir durumda beklenen ise ekonomi cephesinde gerekli müdahale ve tedbirlerin alınması… Maliye ve Hazine Bakanı Berat Albayrak’ın açıkladığı önlemlerin işe yaradığını da buradan belirtmek te yarar var… Takip gerekli…

Biraz gerilere gidelim… Hikayeyi unutmamak gerek… Dolar kurundaki hareketlilik, ABD ile yaşanan gerilimin tırmanmasıyla hız kazandı. 25-27 Temmuz BRICS Zirvesi sürecinde başlayan ABD’li rahip Andrew Brunson pazarlığı sırasında 4.84 seviyesinde olan dolar/TL kuru, bu konudaki her olumsuz gelişme ve ABD yaptırımlarıyla tırmanışa geçti. Dolar/TL kuru 2018 Ağustos ayının ilk günlerinde yüzde 32 oranında artış gösterdi. Tüm bunlara ilave olarak ABD Başkanı Donald Trump’ın Türkiye’den satın alınan çelik ve alüminyumda gümrük vergisinin iki katına çıkarılmasına onay vermesi, ABD’nin Brunson krizinde hedefe ulaşmada baskısını sürdüreceği konusunda kararlılığı şeklinde yorumlanırken baskıcı tutum çözümü daha da zorlaştırdı.

Türk Lirası’nda yüksek değer kaybına rağmen; Merkez Bankası’nın o dönemde sessiz kalması da felakete doğru gidişin unsurlarından biri olarak tarihe geçti… O dönemde belli bir markanın cep telefonlarını kıran ve sosyal medyada paylaşan vekillere ve esnafa da rastlamıştık… Akıllıca değildi!

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 400 projeyi içeren 100 günlük eylem planını kamuoyuna açıklarken yaptığı, “yastık altındaki altın ve dövizi bozdurun” çağrısı da ilginçti… Bozduranlar oldu, parasını bankalardan çekenlere de bravo falan denmişti…

Yıl ortasında özel sektörün 222.8 milyar dolar uzun vadeli döviz borcu bulunuyordu… Doğal olarak piyasadan bu oranda döviz toplanmaya başlandı… Dolar fırladı… Dolardaki her artış firmaların borç yükünün artması anlamına da geliyor bu arada… Bu da borcu olan şirketlerin kasasında döviz bulundurmasını zorunlu kılıyor…

Özel sektör yüksek döviz borçlusu olduğu için her durumda döviz bulundurmaya mecbur… Borç alırken sesini çıkarmayanlar, ödeme zamanı geldiğinde işaret parmağını sallamamalı…

Öte yandan yurtiçindeki kişilerin elinde 158 milyar dolar olduğu da biliniyor. Bu paranın satılması söz konusu olduğunda kişilere enflasyon sözü verilmeli ve tutulmalı…

2019 için beklentisi iyi olanların sayısında artış var. Ancak; yerel seçime endeksli bir ekonomik düzenden kaçınmak şartıyla…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir