Son 30 yılı düşündüm dün… Bursa OSB, Nilüfer Organize Sanayi Bölgesi (NOSAB), Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi (DOSAB), Kayapa, Çalı, Hasanağa, Kestel, İnegöl, Yenişehir, Orhangazi, Gemlik, Mustafakemalpaşa, Karacabey sanayi bölgeleri, Yıldırım Vişne Caddesi, Çataltepe Büyük Sanayi Sitesi, Gemlik Serbest Bölgesi, Roda Limanı, ıslah sanayi bölgeleri, Deri OSB, KOTİYAK, TEKNOSAB, KOBİ OSB… Yüzlerce fabrika, binlerce çalışan… Betonlaşan milyonlarca metrekare…

Türkiye’nin en çok göç alan kentindeyiz. Dünyanın 4’üncü en hızlı büyüyen kenti de Bursa… Bu hıza ayak uydurmaya gayret eden belediyeler, altyapı çalışmaları; ulaşım, trafik, su, elektrik, doğalgaz, eğitim alanları, okullar, hastaneler, oteller, esnafa saraylar, işyerleri, alışveriş merkezleri (!),insanların dinleneceği rekreasyon alanları, ibadet yerleri, otoparklar, rezidanslar, siteler…

Tüm bunlar için harcanan para ne kadardır acaba?” Yanıtını verecek bir yetkili olduğunu sanmıyorum.

Bursa’da yetkilendirilmiş kuruluşlar, sektörel gelişmeyi tetikleyen unsurları belirleyebilir, belli alanlarda envanter çıkarabilir. Elimizdeki gücü bilerek ilerlemek, araştırmaya ve geliştirmeye değer vererek devam etmek zorundayız.

Bu yatırımlardan ne kadarının akılcı olduğu ise bir başka araştırma konusu… Bursalıların harcama eğilimlerini rapor haline getirebilir, yatırımcılara ışık tutabiliriz… Dünyada gelişen sektörleri, yatırıma uygun alanları, insanların gelecekten neler beklediklerini öğrenebiliriz…

Fütüristlere kulak vermeliyiz bu aşamada.

El yordamıyla ilerleme dönemi geride kaldı artık. “Hasan bey tekstile girdi haydi arkadaşlar biz de girelim” diye düşünen bir önceki nesil hata yaptı. Bazıları, milyonlarca liralık yatırımlarını batırdı zamanla. Kara tezgahlarını kiloyla satanları haber yaptık. Tezgahlarını balyozla kıranları gördük. Zeytinliğini ‘imara açan’ çiftçi (!) oldu. Güzelim bahçesini bir gecede arsaya çevirenler şimdilerde taksici…

Üretimden gelen gücün yerine kiralamalarla ayakta duran, gayrimenkul sermaye iradı ile vergi listesinde yer alan Bursalılar var örneğin. Bu ligdeki insanları yatırıma yönlendirmek için “görüşmeciler” devreye girmeli. Danışmanlık şirketleri ücreti mukabili istihdam yaratan alanları anlatmalı onlara. Teşvikler, hibeler, kredi olanakları… KOSGEB ve BEBKA kaynakları… Özetle işgücü piyasasına her yıl katılan 1.5 milyon kişinin çalışacağı alanları bulmak zorundayız. İŞKUR kaynakları da unutulmamalı… Sosyal olayları ancak böylesi çalışmalarla yönlendirebiliriz…

Bu arada yeni teknolojilerle üretim yapacak ‘yabancı yatırımcıları’ çekmeliyiz. Bu konuda TEKNOSAB önemli bir işlevi yerine getirecektir… Eminim…

xxx

Sevindim

Güç odakları bir karar alır, siyasi iktidarlar da destekler. Yerelde de bu kural asla değişmez” yönündeki önyargı yıkıldı…  

Ulucami’ye sadece 9 kilometre uzaklıkta kurulması planlanan ve ilk duyurulduğunda desteklenen DOSAB kömürlü termik santrali, artık sonsuza kadar donduruldu… Kent belleğinden çıkarıldı.

DOSAB Termik Santraline Hayır Platformu’nun üstün gayretlerini bu aşamada unutmamak gerek. Santralın yol açacağı sağlık ve ekolojik sorunları ortaya koyan bir raporu günlerce topluma anlatan, santralın inşa edileceği alanda eylemlere öncülük eden, dava açan, her yerde panel ve söyleşi düzenleyen akıllı insanlardan oluşan platformun büyük bir başarısıdır bu. Halkın çıkarlarını korumaktır. Yaşama sahip çıkmaktır.

Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın da akılcı yanı ağır bastı bu aşamada. Aktaş, platform üyeleriyle bir araya geldiğinde “Halk santrala karşı. Halka rağmen böyle bir santralı kurmak mümkün değil. Şehrin ortasında kalmış bir organize sanayi bölgesinde kömürlü termik santral yapılması ve işletilmesi doğru değil” demiş…

Bravo başkan, bravo Bursa…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir