Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nda şekerle ilgili yeni yapılanma süreci devam ediyor… Geleceği planlayanların aklında neler olduğunu öğrenmek isterim. “Milli ve yerli” sloganlarının etkisinde olup olmadıklarını yakında göreceğiz…
Dünkü yazımda; “15 şeker fabrikasının hemen satılmasının planlandığını” yazmıştım. Bu satışın arkasında ise Cargill’in ‘şeker sektörüne’ yönelik özel ve kapsamlı raporlarının etkili olduğunu dile getirmiştim. Raporda şeker pancarı aleyhine şok tespitler dikkati çekiyor. Cargill, doğrudan olmasa da dolaylı yoldan Türkiye’nin şeker ihtiyacını pancardan değil de mısır nişastasından karşılaması gerektiğine vurgu yapıyor…
Ne güzel çalışma, ne faydalı rapor!
Mısır şurubunun kotalarının artırılarak şeker piyasasını tamamen kendi kontrolüne almaya çalışan ABD’nin küresel şirketi Cargill… Sen ne etkili bir firmaymışsın arkadaş…
Rapora biraz daha yakından bakalım; şeker pancarının üretiminde çok su tükettiği ve ekonomiye çarpan etkisinin mısıra göre çok düşük olduğunu ileri süren Cargill, deyim yerindeyse şeker pancarının zararlarını saymakla bitirememiş mesela…! Kuraklık geliyor ya haklı garibim… Vah ki vah!
‘Ulusal Şeker Piyasası ve Düzenleyici Reform Arayışları‘ ve ‘Şeker Piyasası Mevcut Durum ve Değerlendirme Raporu’ başlıklı raporlar hazırlayan Cargill, bu raporları başta Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı olmak üzere ilgili bakanlıklara, milletvekillerine ve kurum yöneticilerine teslim ederek istenmesi halinde özel sunumlar da yapıyor.
Raporlardaki tespitler ilginç… Sağlık açısından tartışma konusu olan nişasta bazlı şekerlerin kotasının 400 bin tona çıkarılmasını talep eden Cargill, şeker fabrikalarının da biran önce özelleştirilerek, şeker kotalarının kaldırılmasını istiyor… Bu taleplerini de model önerilerle ortaya koyan Cargill, şeker pancarını deyim terindeyse ‘gömüyor.”
Cargill’in raporunda mısır ile şeker pancarı karşılaştırılıyor ve tahmin ettiğiniz gibi mısır tarımı göklere çıkarılıyor…
Bazı başlıklara bakalım; “Yüksek bir verim için mısırın gelişim döneminde yaklaşık 480 mm su isteği bulunmakta iken şeker pancarının su tüketimi yaklaşık 900 mm’dir.” Yani şeker pancarı suya doymak bilmiyor!
“En önemli sanayi bitkilerinden olan mısır, gerek depolama gerekse yıl boyunca üretim sürecine koşulabilme olanakları sayesinde pancar üretimine nazaran ciddi bir ekonomik katma değer yaratır.”
“Pancar niteliği itibarıyla depolama olanağına sahip değildir. Üretim ve işleme süreçleri birbirlerine yakın organize edilmek durumundadır ve üretim süreci hasat sonrasında azami 40 gündür. Geriye kalan süre içerisinde pancar sektöründe gizli işsizlik sorunu hakim olmaktadır.”
“TÜİK tarafından yayımlanmakta olan girdi-çıktı tabloları esas alındığında mısır üretiminin toplam 99 sektörlü üretim yapısında 38 adet sektörle doğrudan veya dolaylı ilişkisinin olduğu görülmektedir. Yine bu verilerden hareketle mısır üretimine harcanan bir birim paranın çarpan etkisi 4.42 olarak hesaplanmaktadır. Bu oran pancar tarımında 1.12’dir. Bu kapsamda mısır tarımına harcanan 1 TL, yıl boyunca ortaya çıkan pozitif dışsallıklar ve sektörler arası ilişkiler dikkate alındığını 4.42 TL’lik bir gayri safi yurtiçi hasıla yaratmaktadır.”
Ah Cargill ah. Sen Orhangazi’de olduğu gibi bir kez daha ülke gerçeklerini değiştirmeyi planlıyorsun. Raporlarla şeker pancarının zararlı olduğunu ispatlama çabasındasın. Kendi geleceğini, sağlığımızdan daha önemli buluyor ve buna uygun politikalar geliştiriyorsun.
Bak söylüyorum; mısır şurubundan şeker istemiyoruz…