Gitme! Hasret kalırız
Türkiye’nin sorunlarına kafa yoran, çözüm üreten, sanayide ve ticaretteki farklı bakış açısını toplumsal sorunlarda da tekrarlamak isteyen liberal bir işadamı var karşımızda; Cem Boyner… Geçenlerde şirket çalışanlarına gönderdiği bir yazı dikkatimi çekti… Aziz ülkemizden gitmek, neresi olursa olsun orada huzur bulacağına inanan kişilere uyarılar ve tespitler yerli yerindeydi. Çünkü çevremde de Türkiye’den gitmek isteyen o kadar çok insan var ki… Bu yazıyı onlara adıyorum…
Gelin yazının özetini birlikte okuyalım…
“Herkeste bir gitme arzusu. Dolar uçuşa geçmiş, başkanlık tartışmaları canını sıkıyor, sınırımızda savaş, içeride terör belası, biliyorum…
Memleketin içinde debeleneceksen, git. Şehirden sıkıldıysan, trafikteki kornalar ruhunda çalıyorsa, asansördeki selamsız adam yüzüne bön bön bakıyorsa, damızlık bir tip omuz atıp geçiyorsa sokakta, masandaki dosyalar çalıştığın plazanın maketi gibi yükseliyorsa önünde, yürüyen bantta gibi hissediyorsan hayatta kendini; git.
Küçük bir kasabaya git, yerleş. Küçül, kalabalıktan uzaklaş, ruhunu temizle. Ama sıkılırsan, gel.
Artık Amerika’yı falan unut bir kere. Bu seçimden sonra oraya gidip anca beyaz Amerikalıların çimlerini biçersin. Amerikalılar Kanada’ya kapağı atmak için başvuru sitelerini çökertiyorlar yoğunluktan, senin orada ne işin var?
Almanya’ya da gitme mesela. Büyük şişersin. Saat dokuz dedin mi sokakta adam bulamazsın. Oranın düzeni bizim insanı ruh hastası yapar. Karınca gibi planlı, düzenli, analitik olamazsın sen. İllaki kaytarmak isteyeceksin, bir kısa yol bulmaya çalışacaksın hayatta. Almanya’da yemez bunlar. Burada Almancı, Almanya’da yabancı olacaksın.
Uzak yerlere gitme. Avusturalya misal. Ya da dünyanın en yaşanılası yeri falan diye Yeni Zelanda’yı hedefleme. Arkanda kimse bırakmadın mı? Birine bir şey olsa, dönüp gelemezsin. Yanında kafanı da alıp götürdüğün için, Sydney’de bir kafede mutlu mutlu oturup ilkokul arkadaşın Samet’in Facebook sayfasına bakacaksın.
Çok soğuk yerlere de gitme. Herkesin medeniyet rüyası Kanada’ya sakın gitme mesela. Tam on bir yıl orada kalıp dönen arkadaşıma ‘neden döndün oğlum, manyak mısın?’ deyince, on bir yılını şöyle özetlediydi: ‘çok soğuk oğlum!’ Soğuk yere alışamazsın sen. Bizim bünyeler güneş ister.
Çok medeni, mekanik Avrupa’da bir yer seçme Almanya dışında da. Irkçılık almış başını gidiyor. Birinci sınıf vatandaş olamayacağın bir memlekette nasıl huzur bulacaksın? Kara kafalar diyorlar bizim gibilere İskandinav dostlar…
İngiltere’yi hiç düşünme. Çünkü İngiltere deyince Londra’yı düşlüyorsun biliyorum. Gofret kolisinden hallice bir apartman dairesine, Türkiye’deki yıllık maaşının yarısını vereceksin bir ayda. O da Londra’nın merkezinde falan değil ha, trene binip şehre gideceğin mesafede. Hesabını baştan yap.”
Gitmeyin güzel insanlar, biz kardeşiz. Gittiniz mi birbirimizi özleriz. Yılda bir gelinen tatille falan da geçmez hasretimiz.
İşte böyle dostlar. Yapılacaklar belli; Değiştirmek kafaları!
xxx
Gazeteniz 70 yaşında
1946 yılında temelleri atılan bir geleneğin adıyız. Gazetecilikte her zaman doğruların ve halkın yanında yer almaya başladığımızdan bu yana geçen koskoca 70 yıl…
Yıl 2016 ve adımız Bursa Haber… İnternette www.bursahaber.TV adresinden yayın yapan televizyon kanalımız önemli bir işlevi yerine getiriyor. Grubumuzda “Bursa Haber” gazetesinin yanı sıra “Highlife“, “Konforum“, “Gündem 16” ve “Bursa Time” dergileri halen yayında. ‘Gazete Avrupa’nın isim hakkı da bizde. www.bursahaber.com ile anlık haberlere ulaşıyorsunuz.
Şimdi sıra Türksat üzerinden yayın yapacak ve çeşitli platformlarda da yayınını Bursa dışındaki geniş kitlelere ulaştıracak olan ARTI HABER TV‘ye geldi. Bursa’nın sesini Türkiye’nin yanı sıra uydu üzerinden dünyaya duyurmak istiyoruz. Bursa Haber Medya Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Cüneyt Dizdar’ın uzak görüşlü olması, çalışanlara yeni olanakları beraberinde getiriyor. Birlikte nice yıllara…