FETÖ ve Opus Dei
Terör örgütü kurucusu Fethullah Gülen ve yanındakilerin Opus Dei tipi bir yapılanma içinde olduklarını belirtmemiz gerek. ‘Google Amca’da yer alan bilgilere göre; Opus Dei (Tanrının İşi) 2 Ekim 1928’de Madrid’te sıradan bir papaz olan Jose Maria Escriva de Balaguery Albas tarafından kurulan, katolik bir örgüt.
Tam adı “Sociedad de la Santa Cruz de Opus Dei.” 1950 yılında Vatikan tarafından resmen onaylanan yapılanmada örgüt önderine, tarikat başkanlarına özel “piskopos” unvanı veriliyor. Verilmeye devam ediliyor…
Opus Dei, 88 yıllık bir örgüt. Katoliklik inancına sadık iş ve meslek sahiplerini bir araya getirerek Papa’ya destek olacak varlıklı ve iyi eğitim görmüş elit bir kadroyu oluşturmak amacı ile kurulan, günümüzde de Vatikan’da etkili olan laik bir kurum…
Her ülkede örgütten sorumlu bir kardinal bulunuyor… Dikkat edin her ülkede bir kardinal! Türkiye’deki kardinal kim?
Onlara göre Papa’nın kimliği, Kilise’nin de Papalık Makamı’nın da üstünde. Papa, Tanrı-Krallığı’nın kutsal önderi. Böylesine yüce bir mertebeye erişebilen kişi de elbette olağanüstü bir kişi. Bu nedenle Opus Dei, böylesine olağanüstü bir kişi tarafından temsil edilen ‘Vatikan Devleti’ni yüceltir ve Kilise’yi ikinci planda görür.
Türkiye’de de olup bitenlere yakından bakarsanız eğer; Fethullah’a giden kişilerin ülke çıkarlarıyla pek de örtüşmeyen işlere ve eylemlere giriştiğini kolaylıkla tespit edersiniz. Kurban derileri, zekat, himmet, arsa, ev, tarım alanı ve diğer taşınır ve taşınmaz malların belli ellerde toplandığına tanık olursunuz. Bankaları, finans kuruluşları, ticarethaneleri, sanayi kuruluşları, marketleri, taşımacılık yapanları, otel yatırımlarını ve benzeri girişimleri didik etmek gerekir.
İsviçreli parlamenter ve toplum bilimci Jean Ziegler’e göre; Opus Dei, terörizm kadar mücadele edilmesi gereken, gizli çalışan aşırı sağcı bir hareket. İngiliz araştırmacı Michael Walsh de “Örgüte Opus Dei (Tanrının işi) değil Octopus Dei (Tanrının ahtapotu) denilmelidir” diye konuşur…
Milyarlarca dolar serveti, 600 medya ve yayın kuruluşu, 15 üniversitesi, 97 teknik okulu, 36 ilköğretim okulu olan Opus Dei geçtiğimiz yıllarda karikatür krizi ile gündeme geldi. Tarikata bağlı ‘Studi cattolici’ dergisi, İslam peygamberi Hz. Muhammed’i cehennemde tasvir eden bir karikatür yayınlayarak dinlerarası diyalog girişimine de ağır bir darbe vurdu.
Okullar, paralar, medya kuruluşları… FETÖ’cüler de aynı yolu izledi… Şüphe duymamak elde değil…
Tarikat dünya siyasetinde de adından söz ettiriyor. İngiltere Milli Eğitim Bakanı, Polonya hükümetinde görev yapan 3 bakan, Perulu 2 bakan, ABD Anayasa Mahkemesi’nin 2 yargıcı, Amerikan Kongresi’nin onlarca üyesi, eski FBI Başkanı Louis Freeh ve Fox televizyonunun yorumcusu Robert Novak; Opus Dei’nin müridi olduklarını gizleme zahmetinde bulunmayan önemli kişiler…
Opus Dei tarikatı, Dan Brown‘ın ‘Da Vinci Şifresi’ kitabında ölümsüzleştirildi. Fethullah Gülen’in de kitaplarda ‘ulaşılmaz noktalarda’ gösterilmesinin nedeni bu olmalı.
93 harbi diye bilinen Osmanlı-Rus savaşında Ruslar ordumuzun içindeki ajanlarıyla çok başarılı oldular. Mehmet Arif Bey’in ‘93 Osmanlı- Rus Savaşı’ kitabını mutlaka okuyun… Orada yüksek düzeyde görev yapan hainlerden söz edilir. Şimdilerde Türk Silahlı Kuvvetleri, Milli Eğitim, Tarım Bakanlığı, Hazine ve diğer bakanlıklar, Emniyet Teşkilatı, belki Milli İstihbarat Teşkilatı da FETÖ’cü insanlardan arındırılmaya çalışılıyor. Koskoca TSK’nın ne hale getirildiğini gördük hepimiz…
Zekeriya Kuzu adlı astsubay bir generale emir verebiliyor… 10 Temmuz 2016 günü bir yüzbaşı bir generale ’15 Temmuz’da darbe var’ diyebiliyor…
1876-77’de Kars, Erzurum ve Batum’a doldurulan imam ve tüccar kılıklı ajanlar da çok başarılı oldular. Rus askerleri bu kentleri ele geçirdiler.
Manavgat’ta bir ömür geçiren, imamlık yapan ve köylü olarak bilinen biri Rusya’ya kaçtı. Bu imam kimdi? Neden hep dini merkezlerde iş tutuyorlar? Kandırmak daha mı kolay yoksa?
Kanmamak üzere yola çıkanlara selam olsun…