15 Temmuz 2016 tarihi Türkiye’nin tüm çivilerinin yerinden çıktığını göstermesi açısından tarihteki yerini aldı.

60 polis, 3 asker ve 145 sivil şehit oldu. Milyonlarca liralık maddi kayıp var. 1.491 yaralı hastanelerde… Gözaltı sayısı dün itibarıyla 7.543 kişi… 1.755 hakim ve savcıya görevden el çektirildi. 650 sivil de gözaltında… 316 kişi mahkemeler tarafından tutuklandı. İşlemleri devam eden 7.271 kişi halen sorgulanıyor.

…Ve halk idam istiyor.

Başbakan Binali Yıldırım, “mesajınız alındı. Gerekeni yapacağız” diye demeç veriyor…

Dönelim o tarihi geceye…

Herhangi bir hükümet binasına girildi mi?

Hayır.

Herhangi bir bakan evinden, bakanlık binasından ya da arkadaşının yanından alındı mı?

Hayır.

Herhangi bir siyasi lider eşinin yanından alındı mı?

Hayır.

Hükümet partisi olan Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AK Parti) milletvekilleri, il başkanları, ilçe başkanları ya da genel merkez yöneticilerinden burnu kanayan var mı?

Hayır.

Beştepe’ye atılan bombalardan ölen var mı?

Hayır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)’ne atılan bombalardan yaralanan, ölen milletvekili var mı? (Orada hayatını kaybeden güvenlik güçlerine ve çalışanlara Allah’tan rahmet diliyorum.)

Hayır.

Televizyon kanallarında yayınlar kesildi mi?

Hayır.

Peki bu darbe girişimi kime ya da nereye karşı yapıldı?

Anlayan beri gelsin.

Saat 22.00-22.30… Türk halkı televizyonların başında. TRT izleyenler “darbeyi” canlı olarak izlemeye başlamış bile… Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, canlı yayında “Direneceğiz. Halk demokrasiye sahip çıkacaktır” diyor. Olup bitenlere anlam vermeye çalışıyoruz. Evimin yakınındaki camiden sela okunuyor. Her saat başı tekrarlanıyor… “Birlik” çağrısı… Camiye gittim 8-10 kişi dua ediyordu… Saat 02.00…

Eve döndüm. Televizyon kanallarından ve internetten net bilgilere ulaşmaya çalışıyorum. Telefonlarıma “ne oluyor?” soruları geliyor. Dilim döndüğünce anlatmaya çalışıyorum.

Bu arada İstanbul ve Ankara’daki gelişmeleri izliyorum. Boğaz köprülerindeki hareketlilik dikkatimi çekti. Tek yönlü olarak kapatılmış… Atatürk Havalimanında askerler var. Sayın Cumhurbaşkanı da orada… Genelkurmay Başkanlığı’nda işgal var. Polis merkezlerine askerlerin el koyma girişimleri devam ediyor. TRT ve CNN Türk stüdyolarında askerler var. Milletin Meclisi bombalanıyor. Halk ise özellikle boğaz köprülerinde inanılmaz bir direnç gösteriyor.

16 Temmuz sabahı… Saat 05.00-06.00 arasında teslim olmaya başlayan erlerin görüntüleri gelmeye başladı. Silahlar bırakılmış, kasklar ve palaskalar bir kenara yığılmıştı… Tankların üzerinde halk vardı ve öfkeli bir topluluk askere saldırıyordu. İstenmeyen görüntüler de canımızı sıktı…En büyük asker bizim asker” ya da “şehitler ölmez vatan bölünmez” diye bağıranların erlere gösterdiği şefkat(!) dikkatimi çekti…  Çok üzüldüm.

Darbeyi planlayanların görmedikleri, hesap edemedikleri konu “halkın liderine bağlılığı” oldu bence. Eski Türkiye yoktu artık ve kaos ortamından AK Parti güçlü çıktı. Ellerinde silahla polise destek vermeye gidenler oldu. Polis güçlendi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önündeki engeller kalktı ve sokaklar ele geçirildi… Yeni Türkiye ortaya çıktı.

Şimdi demokrasinin güçlendirilmesi için adım atma zamanı. Aksi halde daha sert bir yönetim anlayışı hakim olacaktır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir