Türkiye Cumhuriyeti’nin 64’üncü Hükümeti, Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından açıklandı. Program okundu ve ekonomiye ilişkin ipuçları da ortaya çıkmaya başladı. İlk tepki piyasalardan geldi. Doların ateşi yükseldi. Programda yer alan “Merkez Bankası’nın fiyat istikrarını sağlamak için uygulayacağı para politikası araçlarını doğrudan kendisinin belirlemesi, esas olmaya devam edecektir” tümcesi, küçük bir sarsıntı yarattı. Önceki gün serbest piyasada 2.86 TL’den kapanan dolar, dün sabah saatlerinde 2.90 TL’ye çıkıverdi… Oysa daha önceki programda “Merkez Bankası, fiyat istikrarını sağlamak için uygulayacağı para politikasını ve kullanacağı para politikası araçlarını bağımsız bir şekilde belirlemeye devam edecektir” ifadesi yer alıyordu… Var olan istikrar da bir anlamda bu ‘bağımsızlık’ kelimesinin ardında saklanıyordu…

Daha önceki programda yer alan “Enflasyon hedefleri, hükümetimiz ve Merkez Bankası tarafından üçer yıllık vadeler için belirlenecek ve kamuoyuna duyurulacaktır” tümcesinden de “kamuoyuna duyurulacaktır” ifadesi çıkarıldı… Sonuçlarını şimdiden kestiremiyorum…

Bu arada programda yeni vergiler de yer aldı.

Buna göre; Yatırımların üretken alanlara yönlendirilmesi ve tasarrufların artırılması için, gayrimenkul rantlarından kamunun pay almasına yönelik çalışma yapılacak. Taşınmaz alımlarında kullandırılan kredilerdeki vergi istisna ve muafiyetler, gözden geçirilecek. Lüks ve/veya ithalat yoğunluğu yüksek tüketim mallarını caydırıcı vergilendirmelere gidilecek. Burada akla hemen elmas ticareti geliyor… Hurda ve otomobil ithalatı da sırada olmalı…

Programa göre; faizsiz finans (sukuk) alanında koordinasyonu sağlayacak bir mekanizma da oluşacak. Ürün ve hizmet çeşitliliği artırılacak. AB’ye uygun olarak kamu ihale sistemi reforme edilecek. İstisna hükümleri daraltılacak, yeni ihale yöntemleri sisteme dahil edilecek. Saydamlığın artırılması ve rekabetin sağlanması için bütün ihale sonuçlarının yayımlanması konusunda adımlar atılacak. Elektrik, gaz, su gibi sektörler için ihale kanunu çıkarılacak.

Sizlere sukuk konusunda biraz bilgi aktarayım… Sukuk Arapça bir kelime. Şeriat kurallarına göre kredi ve finansman piyasalarında kullanılan, özel amaçlı şirketler aracılığı ile ihraç edilen bono benzeri menkul kıymetlerin genel adı.

Sukuk, faiz ödemeyi veya faiz masrafı yüklemeyi yasaklayan İslam hukuku prensiplerine uyan menkul kıymetler. En basit şekliyle sukuk, bir varlığa sahip olmayı veya ondan yararlanma hakkını gösteriyor.

Körfez ülkelerinde yaygın olan sukuk, SPK tarafından “Kira Sertifikaları” olarak 2010’da onaylandı. Sertifikalar, yatırım, üretim, işletme, satış, hizmet, kira geliri olan/olacak arsa, tesis, fabrika, kuruluş, AVM, iş merkezi, mağaza, toplu konut, otel, hastane, tersane, maden yatakları ve benzeri varlıklar karşılığı olarak hazırlanabiliyor.

Hükümet bir reform süreci içinde Türkiye’yi Cumhuriyetin 100. yılına taşıyacak adımlar atmakta kararlı görünüyor ancak dış borçlar, güneydoğu olayları, Suriye sorunu, Rusya krizi gibi prangalardan kurtulmak şart.

Gündemi sürekli gergin olan bir Türkiye, ne yaparsa yapsın “gelişmekte olan ve yerinde sayan ülke’ olmaktan kurtulamaz…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir