Kimya mühendisi arkadaşım Ekrem Hayri Pamuk’tan dün bir kısa mesaj aldım. “Mustafa Kemal Atatürk’ü, bize özgür bir ülke bıraktığı ve ümitleri tükenmiş ulusa özgüven ve kendini yeniden bulma bilinci aşıladığı için rahmet ve şükranla anıyoruz” diye yazmış. Ulusal önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’le ilgili hemen her önemli günde gelen mesajlarından içinin titrediğini anlıyorum.

Ülkemizin nereden nereye savrulduğunu, yakın ve uzak geçmişte olup bitenleri karşılaştırmalı olarak anlatmayı seven, yürekli bir arkadaşım, Ekrem Hayri Pamuk. Tekstil konusunda çalışmaları var. Yerel ve ulusal yayınlarda hatta İran ve Özbekistan’daki dergilerde yazıları yayımlanıyor. Önemli organizasyonlarda konuşmacı olarak tekstili anlatıyor. Basılan kitapları var. Bastırmak istediği kitapları da sponsor bulur bulmaz raflardaki yerini alacak…

Bağımsızlık savaşımızın önderi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, büyük komutan, eşi bulunmaz devlet adamı Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 10 Kasım 1938 yılında hayata gözlerini yumduğunda henüz 57 yaşındaydı. Üzerinden tam 77 yıl geçti… Hayatının büyük bölümünü sıkıntılar ve savaşlar içerisinde geçiren Büyük Önder Atatürk, yaşamını Türk milletinin bağımsızlığına ve gelişimine adamış eşsiz bir liderdi.

Askeri bilgilerin yanı sıra dörtgen, üçgen, dikdörtgen gibi matematik terimlerinin isim babalığını yapan, ‘Yurtta sulh dünyada sulh’ sözüyle dünya barışına katkı koyan Atatürk; tüm milletlerin saygı duyduğu örnek bir kişilik olarak tarihe geçti.

Atatürk, yüzyıllar boyunca cesaret edilemeyen dönüşümler gerçekleştirerek ekonomik, siyasal ve sosyal alanda köklü devrimler yaptı. Bu değişimler asla kolay olmadı, milleti için canını ortaya koymaktan çekinmeyen bir liderdi. Türk milletinin içinden çıkan büyük insan, halkının refahı ve gelişmesi için gecesini gündüzüne kattı, öğrendi, öğretti ve örnek uygulamalarla doğru işlere imza attı.

Atatürk, ülkesi ve milleti için yapmış olduğu değişim hareketleriyle dünyayı derinden etkiledi, ulusumuza olduğu kadar insanlığa da mal olduğunu bugün daha derinden anlıyoruz. O, ölümüne kadar yaşamının her evresinde hep geleceği düşünerek ileriye baktı, geçmişe takılıp kalmanın geleceği kurtarmayacağını bilerek, gelecekle ilgili planlar yaparak, kararlar aldı. Çalışkan olmanın, adaletli olmanın, bilimden yana tavır koymanın eşsiz örneklerini verdi. Ahlak ve fazilet ölçüsünden asla taviz vermedi.

Atatürk’ün ölümü, Türk milletini derin bir kedere sevk etmiş olsa da Türkiye Cumhuriyeti Devleti Ata’sının ilkeleri ışığında ilerleyerek çağdaş ve modern bir dünya devleti haline geldi.

Yaşadığı çağı aşarak geleceğe ışık tutan, yüzyıla değil bin yıla damgasını vuran Büyük Önder Atatürk, sonsuza kadar gönlümüzde yaşayacak, ilke ve devrimleri ülkemizin geleceğine yön vermeye devam edecektir.

Atatürk’ün ölümünün hemen arkasından dünya liderleri tarafından yapılan tüm açıklamaların ortak noktası, O’nun dünyaya gelmiş çok nadir bir dahi olduğu, büyük devlet adamlığı ve diğer dünya milletlerine örnek olabilecek çalışmaları oldu.

Büyük kurtarıcımız ve liderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk! Sen ebedi mekanında rahat uyu! Bizler emanet ettiğin Türkiye Cumhuriyeti’ne her zaman olduğu gibi gönülden sahip çıkacak ve sana layık bir ulus olmaya devam edeceğiz.

Hainler halen aramızdalar ve bizler birer ceviz ağacıyız!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir