Ülkü Ocakları ve Alperenler el ele verdi Bursa’da. Kent Meydanı’nda toplandılar. Saat 18.00 ile 19.00 arasında binlere ulaştı kalabalık. Türk bayrakları boy boydu. Her yaştan Bursalı “Ya Allah Bismillah, Allahuekber” diyordu. Yetmiyordu… “Her Türk asker doğar”ı duydum. “Şehitler ölmez, Vatan bölünmez” sloganı defalarca atıldı. Yaşları ağırlıklı olarak 16-22 arasında değişen gençler birbirlerini tanımıyorlardı ama tek bir amaç için oradalardı.

Anadolu’ya sahip çıkmak istiyorlardı.

Saat 19.30’da motorlu delikanlılar geldi. Boyunlarında Türk bayrakları vardı. Liderlerinin boynuna bağladığı Atatürk ve Türk bayrağı dikkatimi çekti. Yaşı 40’ın üzerindeydi ve heykel gibi duruyordu motorunun üzerinde. Çelik gibi kasları hemen belli oluyordu. Frenleri sıktılar ve gaza bastılar. Çıkan ses alanda büyük coşku yarattı.

İki gün içinde verilen 30 şehidin acısıydı hissedilen. Arada eski komandoları gördüm. Haki renkli giysiler içinde gençleri yönlendiriyorlardı. Verilen bir bilgiye göre askerliğini komando olarak yapan, doğu ve güneydoğu Anadolu’da çatışmalara katılan 20 binin üzerinde Bursalı var. Onların aileleriyle birlikte nüfusu 60-70 bin kişi eder. Sadece onlar alanlara gelse yer yerinden oynar.

Yürüyüş önce Darmstadt Caddesine doğru yapılacaktı ve motorlu gençler oraya doğru yönlendiler. Sonra Fevzi Çakmak yönüne doğru trafik kesildi. Bu arada polis araçlarından biri olan beyaz renkli Caddy’den “Gençler yürüyüş için hazırlanın” anonsu duyuldu. Gençler sloganlarla yürüyüşe başladı. Yavaş adımlarla ama coşkuyla yürüyorlardı. İl Emniyet Müdürlüğü önünde polise destek veren gençler hemen karşı cephedeki Finansbank’ın bulunduğu Göktaş İş Merkezi önünde duraksadılar. Yukarıya bakıyorlardı. Orada HDP İl Başkanlığı vardı. İki küçük boy Türk Bayrağı asmışlardı. Binanın Kent Meydanı tarafında ise dev bir Türk bayrağı asılıydı…

Gençlerden onlarcası bir anda HDP İl’in bulunduğu binaya doğru hücuma geçti. Polisin aldığı önlem nedeniyle binaya giremediler ancak polisi zorladılar… Önce 20-30 kişilerdi sonra sayı hızla arttı. Sivil giyimli polisler de geldi o anda. Lacivert takım elbiseli bir polis müdürü konuşmaya çalıştı gençlerle ancak sloganlar nedeniyle sesini duyuramadı. “HDP basılsın Türk Bayrağı asılsın” diye diretenlerin arasına dalan yaşı 50 civarındaki Karadeniz şiveli adam ortamı bir anda hareketlendirdi. Kırlaşmış uzun saçını arkadan bağlayan bu adam polise inanılmaz bir kuvvetle saldırdı dersem yanlış olmaz. Polis gayet dengeli bir şekilde püskürttü adamı ve yanındakileri. Bu arada kasklı polisler, sivil polisler, yelekli polisler doldurdu kapının önünü. O arada gençlerin içinden biri büyük bir bayrak uzattı lacivert takım elbiseli polise. O da iş hanına girdi. Aradan 2-3 dakika geçti ve Türk bayrağı Göktaş İşhanı’nın ön tarafında dalgalanmaya başladı. Kalabalık hemen İstiklal Marşı okumaya başladı. Sakinleşti ve dönüp Fomara’ya doğru yürümeye başladı. Oradan bir grup Pınarbaşı Şehitliği’ne, bir bölümü de Atatürk Caddesi’ne yöneldi…

Gençlerin HDP konusunda neden bu kadar ısrarcı olduklarını anlamakta zorlanıyorum. Barış, demokrasi, uyum, silahsızlanma konularında açıklamalarını dinlediğim partiden ne isteniyor olabilir bilemiyorum… Biri de Bursa’dan olmak üzere 80 milletvekiliyle Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) üçüncü parti olan bir siyasi oluşuma saldırmak doğru değil. Akılla, fikirle, sağduyu ile hareket etmek gerekir. 15 milyon kişi bu ülkede “Kürt asıllıyım” diye konuşuyor. Kürtçe televizyon kanalları var. Kürt Dili ve Edebiyatı bölümleri açıldı. Kürtçe radyolar var. Kürtçe gazeteler var. Kürt işadamları, sanayiciler, otel sahipleri, alışveriş merkezleri, otobüs sahipleri, cafe sahipleri var. Sizlerin hepsi oralardan alışveriş yapıyorsunuz, o cafelerde oturuyor, kız arkadaşlarınızla oralarda buluşuyorsunuz. Onların kullandığı otobüslerle seyahat ediyorsunuz. Zılgıt çekmeyi, hızma takmayı, halhalı onlardan öğrendiniz. İbrahim Tatlıses’in sesiyle kendinizden geçtiniz.

Kısaca etle tırnak olduğunuz insanlardan nefret etmeniz için hiçbir nedeniniz olamaz. PKK’yı onlarla bir tutmanız en büyük yanılgınız. Kafalarınızda bitirin bu düşmanlığı. Güvenlik güçlerine destek olun ama adaleti kendi başınıza sağlama düşüncesinden sıyrılın. 1000 (bin) yıldan buyana birlikte yaşadığımız Kürtlerle yine dostuz, yine kız alıp vereceğiz ve yine birlikte kazanacağız savaşı.

Dolduruşa gelmeyin…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir