Tek taşımı kaybettim (1)
İki hafta önce şiddetli bir karın ağrısıyla FSM Bulvarı yakınlarındaki bir hastaneye gittim. Acil’den biraz da yavaş adımlarla içeri girdim. Günlerden cumartesiydi ve saat 17:30’u gösteriyordu. İçeride 4-5 hasta daha vardı. Birkaç gündür idrar zorluğu da yaşıyordum ve sancı dayanılmaz boyutlardaydı… 15-16 dakika sonra nöbetçi pratisyen hekim kızımız şikayetlerimi dinledi ve “kayıt olmanız gerekir” sözleriyle beni acil girişinin tam karşısındaki gözlüklü beyefendiye yönlendirdi… Gittim ve adımı söyledim. Önündeki ekrandan kontrol etti… Vatandaşlık numaramı istedi, ezbere söyledim. Sonra orada hemen sağımda duran siyah ve çukur bir aleti bana uzattı. Yabancısıydım “Bu ne?” diye sordum. “Elinizi koyun (!)” dedi. Bileğimi yerleştirdim. Avuç içimin fotoğrafı çekildi… Adı ‘el swap cihazı’… “Ben miyim” diye baktıklarında şak diye doğruluyor… Cihaz sanki damar sistemimizi kodluyor gibi… Var bi hinlik ama henüz tam olarak anlayamadım… Demek ki başkasının yerine hastaneye gitmek artık tarihe karışmış… Neyse cebimizden bir miktar para ödeyerek hastane girişimiz tamamlandı… Yine yavaş adımlarla pratisyen doktorun karşısındayım. Bu arada doktor hanım teşhis için gereken idrar ve kan testi istedi. Ama ben zaten zorlandığımı söyledim. “Biraz gayret edin” dedi…
Tansiyonumu ölçen hemşire hanım yanımızda… “15-9” dedi… Yani büyük tansiyon 15, küçük tansiyon 9. Fena değil ama benim tansiyonum bu yaşa kadar hep 12-8’di… Azıcık yükselmiş… Tansiyonumu ölçen hanım kızımız bu kez benden kan almak için hazırlıklara başladı. Enjektör, pamuk ikilisi yetti ama daha önce damar bulmak için kolumun üst kısmını sıkan lastiği unutmayalım. Sanırım 5 cc’lik kan aldı… Kan akmasın diye pamukla bastırdı ve sonra yuvarlak küçük bir plaster yapıştırdı iğnenin çıktığı yere… “Kan grubuma da baksınlar lütfen” dedim.
Kalktım ve bu kez hasta bakıcı hanımın uzattığı küçük plastik bir şişe ile abdesthanedeyim… Zorla allah zorla, zorla allah zorla ancak 8-9 damla elde edebildim. Derin bir oh çektim ama sancım dayanılmaz boyutlarda gezinmeye devam ediyordu. Terliyorum… Ağrılarım zonklama şeklinde ve halen çok sıkıntı veriyor… Çıktım ama elimde kağıda sarılı küçük şişe… Biraz önce bu şişeyi bana uzatan hanım bu kez bana uzak duruyor. Sanırım tiksiniyor elimdeki şişeden. Bana uzaktan “şuraya koyun” diye talimat veriyor. Gösterdiği kutu kapalı… Neyse uzanıyor ve kapağı açıyor da ben elimdekinden kurtuluyorum… Bu arada kan örneğim nerede bilmiyorum. Kayıttaki bey de hemşire hanım da beklemem gerektiğini belirtiyorlar. Çünkü abdesthane kayıt masasının yanında… Hem idrar hem de kan testimin sonuçlarını beklemek için koridor gibi bir yerdeyim. 6 kişilik siyah koltuklar var. Oturuyorum ama benim asıl derdim ağrım… Henüz bu konuda atılmış adım yok. 15 dakika kadar sonra bu kez yaşına göre kilolu ve yeşil önlük giymiş bir genç “sizin filminiz çekilecekmiş” dedi… “Bilmiyorum” dedim ama içimden de “işi sağlama alıyorlar” diye geçirdim. Nöbetçi doktor hanım, kan idrar derken film de istemiş olabilir duymadım… Genç beni oturduğum yerin tam karşısındaki odaya davet etti. Kalktım 2 adım attım içerideyim. “Buyurun üzerinizi çıkarmanıza gerek yok” dedi. Ayakta duvara doğru döndüm ve ağrı bölgeme denk gelen, bana göre plastik bir aksama yapıştım. Kendisi bir bölmeye girdi ve oradan” derin nefes alın bırakın ve öyle kalın” diye seslendi. Yaptım… “Bitti” dedi. 2-3 saniye falan geçmişti… Yavaş adımlarla yerime döndüm.
Bu arada doktor hanımı karşıdan görüyorum. Yarım saati geçti ve ben halen karın ağrımla baş başayım. O arada hemşire hanımı gördüm ve “bana iğne yapın çok sancım var” dedim. 1 dakika sonra beni 5 yataktan oluşan odaya aldılar. Yataklar perdelerle ayrılmış durumdaydı… Yattım, hemşire hanım geldi ve bana serum taktı… “20-25 dakika sürer” dedi ve gitti. 10 dakika sonra geldi kontrol etti. “Kan grubu için hatırlatma yaptınız mı” diye sordum. Gitti geldi ve “kan grubu için ayrıca para yatırmanız gerekiyor” dedi. Yataktayım ve kapıya kadar gidip 12 TL ödemek zorunda kaldım. Yatağa geri döndüm. Serum bitti hemşire hanım geldi “geçmiş olsun” dedi ve uzaklaştı. Kalktım, üzerimi düzelttim ve doktor hanımın odasını önüne kadar geldim. İçeride hasta vardı rahatsız etmedim. Hemşire hanım “şimdilik bu kadar” dedi. Herkese iyi akşamlar dediğimde saat 20:00 civarındaydı… Taksi ile eve geldim o gece çektiğim sancıyı anlatamam. Serum yetmemişti. Serumun içinde ağrı kesici azdı ya da yoktu bilemiyorum.
*Bu konudaki yazılarım devam edecek…