Açılım sürecinin mimarlarından Profesör Doktor E. Fuat Keyman’ı dinlemek için geçen hafta BUSİAD’ın Çekirge Toplantısı’na katıldım. Aynı zamanda Sabancı Üniversitesi öğretim üyesi ve İstanbul Politika Merkezi (İPM) Direktörü de olan Keyman, alıştırılmaya çalıştığımız süreçle ilgili ayrıntılı bilgilendirmede bulunurken çoğu yerde kelimeleri 3-4 kez tekrarladı. Bunu unutkanlıkla ya da üzerine basa basa söylemekle ilişkilendirme gayretim boşa çıktı; çünkü çözemedim…

Demokratikleşme, küreselleşme, sivil toplum ve Türkiye’de devlet-toplum ilişkileri üzerine çalışmaları bulunan Keyman, BUSİAD üyelerine “Seçimler ve Demokrasi” isimli bir sunum yaparak, yaklaşan genel seçimler öncesi “akil adam” olma inisiyatifini kullandı. Yörede yaptığı çalışmaların etkisi hemen seziliyordu.

7 HAZİRAN KRİTİK SEÇİM

Yaklaşan “7 Haziran seçimlerini Türkiye’de 1950’li yıllardan bu yana yapılan en kritik seçim” olarak tanımlayan Keyman, siyasi arenada bir belirsizlik olduğunu ve bu belirsizliğin seçim gününe kadar süreceğini söyledi. Söz konusu belirsizliğe yol açan iki önemli etmen olduğunun altını çizen Keyman, bunlardan birinin “AKP’nin seçime başkanlık sistemi iddiası ile girmesi”, diğerinin de “HDP’nin yüzde 10’luk seçim barajını aşarak parlamentoya girme hedefi” olduğunu kaydetti. Gelinen noktada çoğunluğu elde eden parti olmanın yetmeyeceğini, AKP’nin bu nedenle sandalye hedefini 266’dan 300’e çektiğini hatırlatan Keyman, “Adeta satranç tahtası halini alan bu matematik, Türkiye için oldukça önem kazandı. HDP’nin yüzde 10’u aşıp aşamayacağı ciddi bir belirsizliğe ve risk ortamına yol açıyor. Eğer HDP yüzde 9 civarında bir oy ile parlamento dışında kalırsa, bir anlamda sistem dışında kalacak demektir. İşte bu ihtimal belirsizliği daha da derinleştiriyor. Ben o nedenle HDP’nin meclise girmesini destekliyorum” diye konuştu.

DEMOKRASİ GEREKLİ AMA…

Seçimlerle demokrasi arasında açıklanabilir basit bir bağ olduğuna değinen Keyman, demokrasi için seçimlerin gerekli olduğunu ancak tek başına yeterli olmadığını kaydetti. Keyman, söz konusu seçimlerin her zaman adil ve özgür bir ortamda gerçekleştirilmesinin önemini vurgulayarak Ukrayna’da yaşanan seçim sürecini örnek verdi. “Bir ülkede gerçekleştirilen seçimlere bakarak o ülkede demokrasi olduğu söylenemez” diyen Keyman, günümüzdeki demokrasi ile yönetilen birçok ülkeye bakıldığında gerçek anlamda bir demokrasiye tanık olmanın zor olduğunun altını çizdi. Keyman şöyle devam etti: “Yargısı siyasallaşmış, yasama ve yürütmesinde sorunları olan, adil ve özgür bir seçim ortamına sahip olmayan, muhalefete söz hakkı tanınmayan ve eşit vatandaşlık ilkesine uyulmayan ancak sözde demokrasi ile yönetilen çok sayıda ülke var dünyada. Demokrasisi güçlü ülkeler, istikrarın ve toplumsal güvenin daha fazla olduğu ülkelerdir. O nedenle seçimler oyunun tek kuralı değildir. Bu açıdan bakıldığında Türkiye demokrasiye geçiş yapmış ancak demokrasisini güçlendirememiş, gidiş gelişler yaşayan bir ülke konumundadır. 2003-2004 ve 2005’li yıllarda Türkiye’de demokrasi güçleniyor gibiydi. Son yıllarda demokrasinin gücünü zayıflatan önemli sorunlarla karşı karşıya kaldık.”

Prof. Dr. E. Fuat Keyman ve BUSİAD Başkanı Günal Baylan’ın açıklamalarına yarın (6 Mayıs 2015) devam edeceğim…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir