Doların değerinin birden ve anlamsız şekilde yükselmesinin en çok etkilediği üretim birimlerinin başında Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler (KOBİ) geliyor. Türkiye’nin yarattığı katma değerin kaynağı konumundaki KOBİ’lerimizin sorunları, henüz tam olarak algılanabilmiş değil.
TOSYÖV Bursa’dan gelen iletiye göre, İş Bankası ana sponsorluğunda Dedeman’da gerçekleştirilen XI. KOBİ Zirvesi’nde tüm sorunlar dile getirilmiş. Çıkan sonuçlar özetle şöyle;

Gördüğümüz o ki, hem meyve hem de sıkıldıkça koruk, şıra ve şarap olan KOBİ’ler, yavaş yavaş sirke de olacak.
Kamunun karar mekanizmalarında yer alan siyasilerin zirvemize yönelik ilgisizliği, KOBİ’lerimizin geçmişten bu yana yaşadığı süreç ile özdeşti.
Çalışmalarımızı rapor haline getirerek önümüzdeki günlerde vakfımız tarafından ilgili birimlere, etkili ve de yetkili karar mekanizmalarına ulaştırılacak hiç şüphesiz.
Ancak doların kur baskısı altında toplanan zirvemiz ve yaptığımız tespitlere göre ülke ekonomisinin bileşenleri olarak daha uzun yıllar orta gelir tuzağında kalacağımız garanti.
Çünkü bunu aşmaya yönelik bir kamu iradesi ve tutarlılığı göremedim.
Türkiye 1955’ten beri orta gelir tuzağında. Daha uzun zaman da bu konumda kalmaya aday.
Son 60 yılı ele aldığımızda 101 ülkeden ancak 13’ü orta gelir tuzağından kurtulabilmiş.
Biz ise Bulgaristan ve Kostarika ile orta gelir tuzağındaki eşit olmayan 3 ortak konumundayız. Kişi başı milli gelirde 10 bin dolar bandına takıldık kaldık. 50 yılda ulaştığımız bu noktayı aşmamız gerek.
Piyasalar kırılgan.
Özel sermaye yatırımlarının gerilediği bir süreçte 2023 hedeflerine ulaşmanın yol haritası giderek daha da bulanıklaşıyor.

Niteliksel gelişim için dönüşüm şart.
KOBİ’lerimiz formal eğitim ile geleceğe yürümeli, informal eğitim ile de AB standartlarını yakalamalı.
Kalkınmamızın temeli KOBİ’lerimizin yeniden yapılanması, ve üretimin artması gerekiyor. Şu anda ülkede yaşanan üretimden kaçışı durduramaz isek bırakın orta gelir tuzağından kurtulmayı, orta sınıf bile kalmayacak.
Türkiye’nin 300 bin imalatçı KOBİ’si yüzde 70 düşük teknoloji ile neyin üretimini artıracak.
Kamu, ileri teknoloji temelli üretime geçişimizi sağlayacak politikalar oluşturmalı ki; ihracatımızı artırabilelim.
Anlık ve yüksek rant hedefli bakış açımız değişmeli.
Kamu, acil olarak araştırmacı bile istihdam edemeyen KOBİ’lere destek sağlamak için seferber olmalı.
Ar-Ge, inovasyon ve markalaşma bizi biz yapan temel değerlerdir.
Ekonomik dinamiklerimizin 2023 hedeflerini yakalaması, orta gelir tuzağından kurtulmaları ile mümkün.
Zor bir ekonomik konjonktürden geçiyoruz. Ancak karamsar olmamıza, davranmamıza gerek yok. Bu süreci iyi yönetmeli, dayanışma içinde olmalı, birbirimize güven vermeliyiz.
Yüksek teknoloji ile özkaynak temelli büyüme hedefimizi revize ederek ithalata olan bağımlılığımızı azaltmalıyız.
Petrol fiyatlarındaki düşüşü iyi değerlendirir, yatırımcımıza güven duygusu aşılayabilirsek, sürdürülebilir büyümemizi devam ettirebiliriz.

KOBİ’ler seslerine kulak verilmesini bekliyor…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir