Antik çağ Anadolu’sunda tanrısal özellikler atfedilerek adına tapınaklar inşa edilen nehirler, 30 yıllık ömrü olan HES’lerle tarihten siliniyor. Antik çağ Anadolu’sunda nehirlerin tanrısal güçleri olduğuna inanıldığını söyleyen Prof. Dr. Sencer Şahin, bunun suyun insan için önemine işaret ettiğini vurguladı.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından ÇED Olumlu Kararı verilen Kasımlar Barajı ve HES Projesi için geri sayım başladı. HES projesi, Isparta ve Antalya sınırlarını kapsıyor. Yukarı Köprüçay Havzası’nda, Köprüçay üzerinde uygulamaya konulacak projenin bölgenin zengin biyoçeşitliliğinin yanında tarihi yolları da olumsuz etkileyeceği belirtiliyor.
Antik Çağ’da Eurymedon olarak anılan Köprüçay’ın aynı adla anılan bir de nehir tanrısı bulunuyordu. Köprüçay’ın ana kaynağının doğduğu Isparta’nın Aksu ilçesinde 1977 yılında yapılan tünel kazımı sırasında ortaya çıkarılan görkemli Euromedon tanrısı heykeli, bir ayağında kova, bir ayağında balık figürüyle nehirlerin Anadolu kültüründeki önemine işaret ediyor. Ancak HES’lerle kelepçeler vurulan Anadolu’nun nehirleri birer birer tanrılarını yitiriyor.
Köprüçay’ın tanrısı Eurymedon…
Roma imparatorluk çağına ait olduğu belirtilen heykelle ilgili soruları yanıtlayan Akdeniz Üniversitesi Eski Çağ Dilleri ve Kültürleri Bölümü Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sencer Şahin, Eurymedon heykelinin nehrin antik dönemdeki tanrısını canlandırdığını söyledi. Eurymedon heykelinin kaidesi üzerinde bulunan eski Yunanca yazıtı günümüz diline çeviren Şahin, yazıtta; “Yeryüzüne zuhur eden tanrı Eurymedon’a bu kutsal heykeli kent kendi kasasından harcama yaparak adadı. Attalos oğlu üçüncü Attalos heykelin dikimini sağladı” ifadelerinin yer aldığı bilgisini verdi. Şahin, akarsuların olur olmaz bölgelerinde uygulanan HES projeleriyle önünün kesilerek göle dönüştürülmesinin doğaya saygısızlık olduğunu da sözlerine ekledi.
Yukarı Köprüçay Koruma Platformu Sözcüsü Mahmut Leventoğlu ise, Köprüçay’ın Anadolu’nun diğer nehirleri gibi tarihi köklerinden koparılamayacak bir bütünlüğe işaret ettiğini belirterek Eurymedon tanrısı heykelinin bunun somut bir göstergesi olduğunu söyledi. Türkiye’nin tarihin hiç bir döneminde görülmemiş olan bir hırsla kendi kökleriyle acımasızca bir savaşa girdiğini savunan Leventoğlu, bu savaşın faturalarını yine en acımasız şekilde Anadolu halkının ödeyeceği görüşünü savundu. Leventoğlu, şöyle konuştu: “Sularına, dağlarına ve halkın en temel dayanağı olan tarıma karşı savaş başlatan, böylece kendi ayağına kurşun sıkan bir ülkenin bağımsız bir gelecek beklentisi hayalden öteye geçmeyecektir. Tarihi, kültürü ve biyolojik zenginliğiyle binlerce yıldır Anadolu’nun en önemli yaşam merkezlerinden biri olan Yukarı Köprüçay Havzası’nın kısa süreli ve kamu yararı gözetmeyen yatırımlar uğruna geri dönüşü imkansız şekilde tahrip edilmesine seyirci kalınmamalı.”

Ana kaynağı olan Başpınar’dan doğan Köprüçay, Aksu ilçesindeki Tymriada antik kenti yakınlarında Zindan Mağarası Kutsal Alanı olarak adlandırılan antik çağın önemli bir tapım merkezini geçerek Akdeniz’e dökülüyor. Eurymedon Kutsal Alanı ve Açık Hava Tapınağı olarak da anılan merkezde 2002 ila 2004 yılları arasında yapılan kurtarma kazılarında, iki yanı yunus motifleriyle süslü Eurymedon başı bulunan mozaik ortaya çıkarılmıştı. Tymriada kentinin bastığı sikkeler üzerinde kullanılan Eurymedon tasvirleri de suyun tarihsel önemini vurguluyor. Eurymedon heykeli bugün Isparta Müzesi’nde sergileniyor.

Anadolu bizden önce de vardı ve çok güçlü figürlere sahipti. Padişahların tren vagonlarıyla götürülmesine izin verdiği heykeller, kaleler, antik evler bugün Avrupa, Rusya ve ABD müzelerinin en kıymetli hazineleri…

Bursa’da da eserler vardı ama artık yoklar.

Tarih asla unutmaz…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir