1991 yılında taşındım Fatih Sultan Mehmet Bulvarı’na. Ne yazık ki yeşil alanları, geniş boşlukları ve komşuluğu zaman içinde yitirdik ve sıkıntılar arttı. Bir alışveriş, eğlence ve yemek cennetine dönüştü… Konumuz, FSM’de faaliyet gösteren iki işletme ile Beşevler’deki iki kasaba satıldığı iddia edilen etlerle ilgili gelişmeler…

Halkın ‘nallı kuzu’ diye tarif ettiği at etlerinin alınması, işlenmesi, dürüm yapılması, rosto, kuşbaşı, lahmacun, Adana, Urfa veya Gaziantep mutfağının çeşitli yemeklerinde kullanılmış olma ihtimali içimi ürpertiyor.

İşletme sahiplerinin ucuz et alması olayın başka bir boyutu. Tamamen sorumsuzluk ve aşırı kar hırsı… 5 liradan satıldığı söylenen etlerin sağlıklı olmadığını hemen söylemem gerek. Kontrol mekanizmalarının olmadığı ortamlarda ortaya çıkan bu konu geçiştirilebilecek türden değil.

Gidenler bilirler; FSM Bulvarı bir yemek cenneti gibidir. Hemen her ilin en güzel yemeklerinin yapıldığı işletmeler hemen göze batar. Zevkinize ve ağız tadınıza uygun yemekleri bulacağınız 2,5 kilometrelik caddede yok, yoktur. Yemek fiyatları esnaf lokantalarına göre biraz pahalıdır. Mekanlar şık ve çalışanlar kibardır. İşletmelerin önüne yanaşan araçlar Türkiye’de imal edilen ya da ithaller arasında hemen öne çıkan lüks sınıfı otomobillerdir. Cadde boyunca park etmek için yer bulmakta zorlanırsınız. Caddenin arka sokakları bile FSM’de bir şeyler atıştırmak isteyenlerin araçlarıyla doludur. Kiralar bazı mekanlarda aylık 25-30 bin liraya kadar yükselir. Ramazan aylarında yemek için masa bulamazsınız. Buldunuz iftarınızı açtınız üzerine kahve içmek istediniz bu kez de kafeteryalarda masa ararsınız… Cadde aynı zamanda Nilüfer Belediyesi’nin konser alanı olarak kullandığı 63 dönümlük son boş araziyi de içinde barındırır. Bursa’nın ‘Bağdat Caddesi’ olarak da anılır.

Böylesine gözde olan bu bulvarda faaliyet gösteren işletme sahiplerinin biz müşterilere sağlıklı gıda sunma zorunluğu vardır ve olmalıdır. Bazı etler için üretilen, etin rengini kıpkırmızı yapan ve yeni kesilmiş et görüntüsü veren kimyasalları da unutmayalım. İşletmeler, belki bunları da kullanan bazı sahtekarların oyununa gelmiş olabilirler. Soyadan elde edilen etler, İngiltere’de hammaddesi kağıt olan et görüntülü yiyecekleri de düşününce beslenmemizin kimlerin elinde kaldığı gerçeği gerçekten korkutuyor.

Bakın bu olay nasıl ortaya çıktı?

Yıldırım İlçesi’nde Roman vatandaşların yaşadığı Hacivat ve Vakıf mahallelerinde 4 gün önce sahipleri tarafından otlatılmak üzere evlerinin yakınındaki araziye bırakılan 5 at, kimliği belirsiz kişiler tarafından çalındı. İhbar üzerine Yıldırım İlçe Emniyet Müdürlüğü, hırsızları bulabilmek için harekete geçti.

Önceki gün devriye gezen polis ekipleri atların çalındığı bölgenin yakınında bir barakanın önünde kan izlerini görünce yaptıkları araştırmada çalınan atların kesilerek derilerinin yüzülmüş olduklarını tespit etti.
Kesilen atların bir bölümünün kuşbaşı ve kıyma olarak hazırlandığı belirlendi.

Etleri paketlerken yakalanarak gözaltına alınan Ali V. (40), ifadesinde, etlerin bir bölümünü daha önceden anlaşmalı olduğu Bursa sosyetesinin de vazgeçilmez mekanlarından olan kafe ve restoranların da bulunduğu Fatih Sultan Mehmet Bulvarı’nda bulunan dürümcü ve pideci ile Beşevler Mahallesi’nde iki ayrı kasaba kilosunu 5 liradan sattığını itiraf etti.

Atların kesildiği barakada inceleme yapan Tarım İl Müdürlüğü ekipleri kalan parçalanmış etleri muhafaza altına alarak laboratuvar incelemesine gönderdi.

Aşırı kar hırsıyla hareket edenler kendilerine çeki düzen vermeli.

Ahlaksızlık son bulmalı!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir