BUSİAD bir kez daha sol şeritte
Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (TÜSİAD) ardından Anadolu’da kurulan ilk işadamları derneği olan Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği (BUSİAD), son dönemde sol şeritte ilerlemeye başladı.
Arka arkaya gelen toplantılar, seminerler ve bilgilendirme toplantılarından bazılarına katılma fırsatı yakaladım. Son olarak ‘Ebeveynler ve Çocukları’ toplantısına olan ilgi, beni yıllar öncesine götürdü. Rahmetli Doğan Ersöz’ü hatırladım bir an; Orada olmalı ve arkadaşlarıyla birlikte attıkları tohumun meyvelerini görmeliydi… Eminim gurur duyar ve “çocuklarınızı bu ülkeye faydalı birer birey olarak yetiştirin” diye konuşurdu. Işıklar içinde uyusun…
Almira Otel’de gerçekleşen derneğin marka etkinliği olan ‘Ebeveynler ve Çocukları Toplantısı’nda aile şirketlerinin geleceği, kurumsallaşma ve kuşak çatışmasının nedenleri – sonuçları da konuşuldu.
Gecenin açılış konuşmasını yapan BUSİAD Başkanı Günal Baylan, aile şirketlerinin istihdam sağlama, katma değer yaratma ve ihracat bakımından ülke ekonomisinin lokomotifi olduğuna işaret etti. Bursa ve özellikle BUSİAD’ın bu gerçeğe en güzel örneklerden birisi olduğunu belirten Baylan, bu değer ışığında yapılacak plan ve stratejilerin gelecek kuşaklara bilinçli bir şekilde aktarılması gerektiğini kaydetti.
“Genç nesillerle birlikte, hızla değişen teknolojiye ayak uydurularak, süreklilik sağlanmalı” diyen Baylan, Türkiye ekonomisinin daha fazla nitelikli ürünler üretmekten ve ihraç etmekten başka şansı olmadığını da sözlerine ekledi.
Günümüz sanayi koşullarında “Türkiye” denince herkesin aklına, öncelikle nitelikli üretim ve ihracatın gelmesini istediklerini anlatan Baylan, bu ana fikir etrafındaki yapılanmanın ise temel eğitim çağından başlaması gerektiğini de ifade etti.
Hükümetin açıkladığı Orta Vadeli Program’a (OVP) da değinen Baylan, “Temel makroekonomik çerçevenin en belirgin özelliğini; 2015 yılından itibaren, büyümenin motoru olan net ihracatın, büyümeye katkı vermediği bir anlayışın benimsenmesi olarak algıladık. Belirtilmesi gereken önemli hususlardan birisi de; ekonomi politikasının geleceğine yönelik olarak hükümet üyeleri tarafından dile getirilen farklı görüşlerin varlığıdır. Büyüme için faiz indirilmesini savunan görüşler ile enflasyonla mücadeleyi öne çıkaran görüşler arasında bir koordinasyon sorunu oluşuyor. Kısaca, Orta Vadeli Programa hakim olan makroekonomik çerçeve, potansiyel büyümeyi yapısal reformlar desteğiyle yukarıya çekmeyi arzulayan bir perspektife sahip değil” diye konuştu.
Baylan, iş dünyası olarak, her şeyin başı olarak kabul ettikleri ve siyasal baskıya açık çalıştığından şikayet ettikleri adalet sisteminin en kısa sürede iyileştirilmesini, çağdaş, demokratik ve hukuk üstünlüğünün hakim olduğu bir ülkede yatırımlarına devam etmeyi arzuladıklarını da vurguladı.
Bu konuşma büyük alkış aldı.
Gecenin sponsor kuruluşu olan TEB’in KOBİ Danışmanı Prof. Dr. Tamer Müftüoğlu ise, aile şirketlerinin geleceğinde rol oynayan bazı hataları anlattı.
Sanayi toplumunun insanları standartlaştırdığını, bilgi toplumunun ise ‘insan en iyi hangi işi yapıyorsa onu yapsın’a dayandığını belirten Müftüoğlu, “Bilgi toplumunda en önemli üretim faktörü insandır. Yaratıcılık dediğimiz olay bu noktada ön plana çıkıyor. Çocuklarımıza mutlaka olabildiğince özgür olma yetkisi verelim. Fakat işinizi devam ettirecekse de bu sizin için bir lütuftur” dedi.
Gecenin konuk konuşmacısı Dr. Yankı Yazgan da, anne-baba-çocuk ilişkisi temelinde, dikkat çekici bir sunum yaptı. “Hepimiz yaşamın içinde devam eden bir geleneğin parçası olmak istiyoruz. Anne-baba-çocuk dediğimizde de, on binlerce yıldır sürüp giden sürecin sadece bir noktasında olduğumuzu hatırlamak lazım” diyen Yazgan, iki tarafın birbirinden şikayetinin de yine yüzyıllardır süregeldiğini vurguladı.
Ailenin, şirketlere göre daha eski ve muhafazakar bir kurum olduğunu, dolayısıyla ailenin her zaman şirketi ‘yeneceğini’ savunan Yazgan, insanın doğal eğiliminin ve alışkanlıklarının da göz ardı edilmemesi gerektiğinin altını çizdi. Yazgan, “Aile; yakınlık ve belirsizlik demektir. En rasyonel karar bile bazen duyguların etkisi altında alınabilir. Belirsizlik ve yakınlık duyguların etkisini kuvvetlendirir” dedi.
Anlatım kulaklara küpe oldu sanırım.
Xxx
Etkinliklere devam
BUSİAD’ın etkinlikleri bu hafta da devam ediyor. BUSİAD Enerji Uzmanlık Grubu tarafından 5 Kasım 2014 Çarşamba günü (Yarın) Almira Otel Büyük Salon’da “Verimli Aydınlatma Sempozyumu ve 1. Enerji Yönetimi Ödülleri Töreni” var.
Kaçırmayın…
BUSİAD ara vermeden 6 Kasım 2014 Perşembe günü de “Mecburen Sanayici Oldum” diyen tasarımcı, sanayici Dilek Hanif’i konuk edecek.
Sanayici ve işadamları, tasarımla başladığı hazır giyim yolculuğuna bugün üretici ve ihracatçı olarak devam eden Hanif’ten, ‘Dilek Hanif’ markasını yaratma ve kurumsallaşma süreci ile ilgili tecrübe ve deneyimleri dinleme fırsatı yakalayacaklar.
BUSİAD Evi’nde saat 18.00’da başlayacak etkinlikte sanırım merak edilen sorulara da yanıt bulmak mümkün olacak.
BUSİAD’ı yakından izleyin, pişman olmazsınız…