Bursa Anayasası’na naçizane önerilerim
Bursa’nın önümüzdeki 5 yılına damgasını vuracak yatırımlarla ilgili stratejik plan Büyükşehir Belediye Meclisi’nde onaylandı. Kentin her yönüyle marka şehir olmasını sağlamak için hazırlanan “2015-2019 stratejik planı, umarım ‘birileri’ne rant sağlamaz.
Hayırlı olsun…
Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Atilla Ödünç’ün yönettiği oturumda, Büyükşehir Belediyesi’nce hazırlanan ve şehrin 2030 yılına kadar geçerliliğini koruyacak anayasası özelliğini taşıyan planını, Büyükşehir Belediyesi Stratejik Geliştirme Şube Müdürü Esra Ender anlatmış. Ender, katılımcı ve paylaşımcı anlayışla, kentin tüm dinamikleriyle bağlantı kurularak hazırlanan 2015-2019 stratejik planın etkin ve verimli uygulanması noktasında tüm çalışmaların gerçekleştirildiğini de dile getirmiş.
Gelecek 5 yılı hedef alan planın hazırlama aşamasında tüm paydaşların görüşlerini almak ve hizmet beklentilerini ölçmek amacıyla çeşitli toplantılar ile anketler düzenlendiğini de belirten Ender, “bu doğrultuda ilçelerdeki tüm muhtarlarla bir araya geldik. Mahallelerdeki mevcut durumlar ile beklentiler belirlendi. Çalışmalar kapsamında; kamu kurumları, üniversiteler, STK’lar, meslek odaları, akademik odalar, vakıf, birlik ve yöneticilerin de görüşlerini aldık. Ortaya çıkan sonuçlar çerçevesinde 2015-2019 stratejik planı hazırlandı” demiş.
Bence gayet uygun…
Bursa gibi üretim, tarım ve tarih kentinde uygulanması gereken yöntem bu olmalı zaten. 30 bin üyesi olan Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nın görüşleri kadar, TMMOB’a bağlı makine, inşaat, elektrik, peyzaj ve mimar odalarının da dikkati çektikleri noktalar bulunmalı.
Nüfusu yakın gelecekte 5-8 milyon olarak planlanan Bursa’da atılacak her adım çok önemli. 22 sanayi bölgesine doğru giden üretim alanlarının nerelerde olacağı, bu bölgelerin su, enerji ve hammadde kaynaklarına kolay ulaşımı nereden ve nasıl karşılanacak planda açıkça belirtilmeli. Beslenme kaynaklarının neresi olacağı, temiz su kaynaklarının gelecek nesillere aktarılması için alınan tedbirleri Bursalılar bilmeli. Marmara Denizi’nin en büyük limanı için arsa kapatanlara dikkat edilmeli.
Örneğin “lojistik köy” konusunda gelinen noktayı bilmek hakkımız olmalı. O bölgeye gidecek mal ve hizmetler konusu asla atlanmamalı. Orta, Kuzey ve Güney Anadolu’dan batıya gidecek, ihraç edilecek ürünler için tren yolu olmalı. Lojistik köye yakın konut alanları için şimdiden arsalar devletin elinde kalmalı. Yoksa spekülasyon olur ve arsalar paha biçilemez noktalara kadar taşınır.
Bursa’nın merkezindeki Doğanbey faciasının bir daha yaşanmaması için atılan adımları da bilmek isterim doğrusu. Mermer yataklarının işletilmesi konusunda Sayın Recep Altepe’nin söyleyecekleri olmalı. Patlatılan dinamitlerin su kaynaklarının yolunu değiştirmesi sonucunda su kıtlığı yaşayan/yaşayacak köyler için sözümüz olmalı. Dağyenice için onca zaman kaybeden Bursa, artık hesapsız kitapsız maceralara atılmamalı. DOSAB termik santrali, İnegazi’deki çimento ve bunlar gibi önümüze çıkacak yapılar için bugünden “yapılamaz” sözü “Bursa Anayasası”nda yerini almalı.
İstanbul ve Kocaeli’deki sanayi tesislerinin bir bölümünün Bursa-Bandırma hattına taşınacağı yönündeki söylemlere kesin bilgilerle yanıt verilmeli.
Planlar halka açıkça anlatılmalı ki ileride oluşabilecek dedikoduların önüne geçilebilsin.
Sayın Erdem Saker dönemindeki “2020 Planı” gibi rafa kalkmayacak nice planlamalara…
Unutmadan; Anayasa için çoğunluk değil oybirliği de sağlanmalı!