Türkiye ne zaman iç işleriyle daha fazla ilgilenmeye başlasa dışarıda bir şeylerin kaybedildiğini biliyorum artık. Art arda yapılan seçimler, sürekli değişen hükümetler, asayiş sorunları, bağımsızlık isteyen gruplar, askeri darbeler… Kaybeden hep Türkiye…

Bir süredir ‘sınırlarımız yolgeçen hanı gibi’ Elini kolunu sallayan hemen herkes Anadolu topraklarına girip çıkıyor. Ne getiriyor ne götürüyor, gelen kim giden kim bilen yok. Silahlı insanların cirit attığı bir güneydoğu bile öylesine birilerinin elinde sanki.

Sokakta iki polis öldürülüyor…

Susuyoruz!

Türkiye Cumhuriyeti yanlısı konuştuğu için 75 yaşındaki Tello Ağa infaz ediliyor…

Susuyoruz!

İki kentin arasındaki karayolu günlerce kesiliyor, kimlik kontrolleri yapılıyor…

Susuyoruz!

8 ay önce dikildiği iddia edilen heykel bugün dikilmiş gibi yerinden sökülüyor… Vay sen misin söken… Hemen ardından Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün heykellerine saldırılar… Bağımsızlığımızın sembolü Türk Bayrağı’nı yakmalar…

Susuyoruz!

30 yıl önce başlayan süreçte yerel yönetim yasası gelinen son nokta. İçişlerinde görece olarak daha bağımsız, dışişlerinde Ankara’ya bağımlı bir döneme doğru hızla gidiyoruz.

Bu işin nereye varacağını Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel dahi bilmiyormuş… Gülsem mi ağlasam mı bilemedim…

Şimdi sıra batıdaki oyunlarda… NATO, OECD ve AB içindeki dostlarımız (!) yıllar geçtikçe bizim içimizi bizden daha iyi bilir hale geldiler. 1800’lü yılların sonu 1900’lü yılların başında başaramadıkları planlarını yeniden hayata geçirmeye başladılar…

Gelin biraz tarih okuyalım…

Ege Adaları’nın silahlandırılması, 1923 yılında imzalanan Lozan Antlaşması ve 1947 Paris Antlaşması gereğince Yunanistan tarafından Limni, Semadirek ve Doğu Ege Adaları (Midilli, Sakız, Sisam, Nikarya) ile Oniki Ada’da (Stompalya, Rodos, Kalki, Skarpanto, Kasas, Piskopis, Misiros, Kalimnos, Leros, Patmos, Lipsos, Sömbeki, İstanköyve bağlantısı olan adalar ile Meis Adası) Kolluk Kuvvetleri dışında silahlı kuvvet bulundurulmaması ve tahkimat yapılmaması hükme bağlanmıştır.

1960 sonrasında Ege Denizi üzerindeki adalarda Türkiye ile Yunanistan arasında egemenlik, denetim ve güvenliği sağlamaya yönelik anlaşmazlık başlamıştır. Yunanistan, askeri amaçlarla da kullanılabilecek havaalanı ve diğer tesislerin ilkini 1952’de Leros adasında kurmuştur. Ancak, Yunan adalarının, 1974’ten daha doğrusu Türk Ege Ordusu’nun kurulduğu 1975’ten sonra hızlanarak silahlandırıldığını kabul etmek uygun olacaktır.

Ege ısınıyor…

Devamı yarın…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir