Türkiye’nin araştıran, bulan ve seri üretime geçen firma ve çalışanları olmalı. Üniversiteli ya da sürekli deneyen alaylı dediğimiz kesimden kişiler… Eline aldığı bir nesneden daha başka neler yapacağını düşünen, malzeme bilgisi gelişmiş kişilere ihtiyacımız var.

Dünyayı izleyen, tüketim alışkanlıkları değişen, daha rahat ve kolay yaşamanın yolunu arayan, ekolojik ve organik ürün peşinde koşturan, ulaştığında mutlu olan insanların varlığını bilen araştırmacılarımız olmalı. İnsana, hayvana ve bitkilere dair bilgi sahibi bilim adamı ya da kadınları yetişmeli…

Sınavlarda terletmeyen kumaş, sivrisinekleri öldüren perde, kir tutmayan masa örtüsü, susuz yıkama yapan çamaşır makinesi, yanmayan döşemeler, kendini temizleyen gömlekler, sürtünmenin sıfır olduğu makine aksamları, asla yıpranmayan parçalar, sigara dumanını yok eden sigara tablaları, korozyona direnen metaller, patlamada koruyucu olarak kullanılan giysiler, sıcak-soğuk geçirmeyen kumaşlar, uçaklarda, gemilerde, otomobillerde kullanılan binlerce parçadaki yenilikler, ayak kokusunu yok eden çorap, dokunulduğunda şekil değiştiren lastikler, yeni yiyecekler, kullanıldıktan sonra doğada yok olan plastikler, havada asılı mikropları öldüren organik ilaçlar, kanseri hemen tespit eden tıbbi görüntüleme sistemleri, kanseri kısa sürede yenen ilaçlar, farklı kan grupları arasında uyum sağlayan buluşlar, yıllarca dayanan ayakkabılar, öğrenmeyi hızlandıran ve eğitimi daha kısa süreli hale getiren sistemler, uzaktan kumanda teknikleri, suyun içindeki hidrojenden enerji elde eden cihazlar, daha az rüzgarla çalışan türbinler, bor madeninden elde edilen yakıt, tek depo akaryakıt ya da benzeri bir madde ile 2-3 bin kilometre giden araçlar, uzayda yaşam üsleri, denizaltında evler… yeni haberleşme aygıtları, uçan otomobiller, enerjiyi koklayarak kullanan televizyonlar, telefonlar, cd çalarlar… dayanıklı lityum piller, binlerce kare fotoğraf, bilgi ya da müziği saklayan pratik cihazlar, sanal beyinler, asla kırılamayan camlar, daha neler neler…

Bunların bir kısmı için “buluş, yenilik ya da inovatif çalışma” diyebiliriz.

Odun-kömür ateşi, sıvı petrol gazı, havagazı ve doğalgazla yemek yapan kadın için gelecekte ne var?” sorusunun yanıtını arayan kişi gerek bize…

İşte tam da bu noktada Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) harekete geçti. Oda öncülüğünde, Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarına değer katan ve yatırım yapan firmalar, ‘BTSO İnovasyon Ligi’nde fikirlerini yarıştıracak. BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, İnovasyon Ligi projesi ile şirketlerde Ar-Ge ve yenilikçilik kültürünün artacağına inanıyor.

Proje çerçevesinde ilk olarak işletmelerin, Ar-Ge ve inovasyon becerileri bir anket ile belirlenecek. Kriterleri sağlayan şirketler, ‘BTSO İnovasyon Ligi’nde yer alacak. Her yıl bu ligin en iyileri ‘Bursa’nın En İnovatif Firmaları’ olarak ilan edilecek. Ayrıca firmalar, 1 yıl boyunca “BTSO İnovasyon Ligi” logosunu web sayfalarında ve kurumsal yazışmalarında kullanabilecek.

Bursa büyürse Türkiye büyür” sloganının değerini bilen cesur girişimcilerin 1 Eylül 2014 tarihine kadar http://inovasyon.btso.org.tr adresi üzerinden başvuru yapmaları gerekiyor.

Bursa’da doğan ve doyan tüm girişimciler, gelecek için bu ‘lig’de yer almalı.

Dünyaya gol atmak için iyi oyunculara ihtiyacımız var. Antrenör ve teknik direktörün de oyuncuları yakından tanıması ve işlerini kolaylaştırması gerek.

Anladınız siz…

Xxx

Ey İsrail yeter artık!

(Faşist lider Adolf Hitler’in hışmından kaçanların 1948 yılında kurduğu İsrail’i, 1967 sınırlarına çekilmeye ve Filistin’e saldırılarını durdurmaya davet ediyorum. Çocuklar başta olmak üzere siviller savaşta vurulamaz. Üzerlerine binlerce ton bomba atılamaz. Gıda ve ilaç götürenler engellenemez. Aksi halde döktüğünüz kan, bir gün sizi de boğar.)

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir