Türkiye’nin ilk ve tek kayakla atlama pisti, önceki gün kaydı, bitti, kül oldu. 100 milyon lira harcanarak şampiyonaya yetiştirilmişti oysa.  Bir anda elimizin altından kayboluverdi. Dünyanın sayılı pistlerine baktım dün. Avusturya, Almanya, ABD, İngiltere, Hollanda, İsveç, Polonya, Rusya, Letonya, Fransa, İtalya, Japonya, Portekiz’de pistler var. Oyunlar dışında da yoğun olarak kullanılıyorlar. Çin, dünyanın en büyük pistini gerçekleştirmek için kolları sıvamış…

Batılı ülkelerde işini tam yapan firmalar ya da tam yapmayanlar adı altında herhangi bir ayrıma rastlamadım. Piyasada kalabilmek için herkesin tam ve standartlara uygun üretim yapması ya da hizmet vermesi esas oralarda. Deprem, yangın, sel, terör ve savaş gibi olağanüstü durumlarda bile ayakta kalan eserler ortaya koyuyorlar. Hatırlayın Almanya’ya 1939-1945 yılları arasında bomba yağdı ama sadece 15 yıl sonra yani 1960 yılında Türkiye’den işçi isteyecek kadar sanayi tesisleri yeniden ayağa kalkmıştı… ABD’de 1908 yılında New York metrosu açılışı yapıldığında Türkiye hala ikinci meşrutiyetini ilan etmekle meşguldü… Sultan Abdülaziz Paris’te katıldığı fuarda gördüğü Singer marka dikiş makinesine hayran kalırken, İngiliz gemilerinden atılan top mermileri karşısında da “Bizde Barbaros Hayrettin’in zamanı geçti” diyebilmiştir…

Hep yapamayan, gıpta eden, ezilen, büzülen Türkiye vatandaşları… Pist olayı ile eksik imajımız bir kez daha yara aldı. Batılı kafa bir işi gelecek nesillere bırakacak kadar ince eleyip sık dokuyor; oysa doğulu kafa, işi biraz da deyim yerindeyse kısa vadeli planlıyor…

Onlarca kez sökülüp yeniden döşenen kaldırımlar, Arnavut taşları, asfaltlamalar, parklardaki ağaçlar, çiçekler, banklar, Bursa özelinde üçüncü kez planlanan mahalleler, elektrik tellerinin toprak altına alınma işleri, defalarca genişletilen yollar, sökülüp bir kenarda duran telefon direkleri, demiryolları, iklime uygun olmayan ithal ağaçlar, bir türlü rahatlamayan şehir içi yollar, boğaz geçiş köprüleri, teknoloji çöplüğüne dönen koca bir ülke…

Gelin pist kaymasına bir kez daha yakından bakalım. Erzurum’da çöken kayakla atlama pistini yapan Sarıdağlar, ihale rekortmeni… Şirket, son yıllarda 10 milyar liralık (10 katrilyon lira) 40 ihale almış, bazılarını bitirmiş bazılarını ise tamamlamak üzere…

Gelelim Bursa ile ilgili bölüme.

100 milyon liralık pistin çökmesi ile birlikte Türkiye’nin bir numaralı gündem maddesi haline gelen Sarıdağlar İnşaat, 1980’de kurulmuş ve kamu ihaleleri ile epeyce yol almış… Özellikle, spor tesisleri alanında şirket 1 numara.

Bingöl Havalimanı, Konya Stadyumu, Trabzon Stadyumu şirketin üstlendiği büyük projeler arasında yer alıyor. Sarıdağlar’ın Bursa’da teslimini yaptığı iki inşaat var. Uludağ Kayak ve Eğitim Merkezi ile 2 bin 500 kişilik yüzme havuzu inşaatı.

Şimdi yapılması gereken bu iki tesiste ayrıntılı inceleme olmalı. TMMOB’a bağlı, inşaat, jeoloji, makine ve elektrik mühendislerinin harekete geçirilmesi gerekiyor.

Hadi beğenmediniz o zaman İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) uzmanları da yer alabilir… Hadi onu da beğenmediniz Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ)’den gelecek ekibin ayrıca çalışmasıyla ortaya çıkacak raporun değerlendirilmesi gerekir.

Marka kent imajının güçlendirilmesi için her tesis uluslararası standartlara uygun olmalıdır. Kalfayla, ustayla tanıdık mühendislerle bir yere varmamız mümkün değil!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir