Zeytinin ana vatanı Anadolu. Bu toprakların üzerinde binlerce yıldan bu yana zeytin ve zeytinyağı üretimi yapılır. Zeytin, BARIŞ’ın da simgesidir. Bursa’da Karagöz Heykeli’nin hemen yanına dikilen zeytin fidanı, Yunanistan ile Türkiye arasındaki soğuk savaşın bitmesi içindir…

Ama gelin görün ki; birileri devletle zeytin çiftçisinin arasını açmak için olan gücüyle çalışıyor bugünlerde.

16 Haziran 2014 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) sunulan ‘Elektrik Piyasası Kanunu ile Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerin Aşılattırılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’ ile zeytin alanlarının sonu hazırlandı. Hayat alanları tehdit altında… Ege Bölgesi, Marmara Bölgesi, Hatay Bölgesi en çok etkilenecek tarımsal faaliyet alanları. Özelde Gemlik Tipi Zeytin için ölüm fermanı!

TBMM’de görüşülen kanun tasarısı ile hükümet, tercihini maden ve enerji şirketlerinden yana kullanıyor görüntüsü ortaya çıktı. Yeni kanun tasarısı, ihtiyatlılık ilkesi gereği zeytinlikleri koruyan ve zeytinlik sahalarının 3 kilometre yakınında zeytin ağaçlarına zarar verebilecek tesislerin yapılmasını ve işletilmesini engelleyen 3573 sayılı Zeytincilik Yasasını delmeye yönelik olarak nitelendirilebilir. Yasa tasarısının gerekçesinde, zeytincilik faaliyetleri ile madencilik ve enerji yatırımlarının çakışması durumunda önceliğin maden ve enerji şirketlerine verileceği ortaya çıkıyor.

Çok yazık!

Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi harekete geçti. “Change.org” adresinde imza kampanyası başlatıldı. TMMMOB açıklamalarda bulundu. Ziraat Odalarında tepkiler büyüyor…

Zeytincilik Türkiye topraklarının yüzde 3 gibi azımsanmayacak bir alanında yaklaşık 500 bin ailenin geçimini sağlayan, aynı zamanda nüfusun tamamının sağlıklı gıdaya erişmesini ilgilendiren stratejik bir sektördür. Zeytincilik ve ona bağlı ekonomik faaliyetlerin bir bütün olarak uzun vadeli getirisi hiç bir madencilik veya enerji yatırımının getirisiyle karşılaştırılamaz. Şirketlerin kısa vadeli çıkarları uğruna milyonlarca insanın hayat alanlarını yok edecek bir değişiklik kabul edilemez. Teklif bile edilmesini yadırgıyorum.

Tarım sektörü zaten darda… Son 15 yılda tarım alanları yüzde 11 oranında daraltılmış, tarımdan geçimini sağlayan 3 milyon kişi başka alanlara gitmek zorunda bırakılmıştır. Bu tasarıyla zeytinlik alanların enerji üretimine ve madencilere bırakılması, binlerce kişiyi yaşam alanlarından kopartarak Soma örneğinde olduğu gibi vasıfsız, ucuz işgücü ordusuna katacaktır. Kaçınılmaz son! Oysa maden ve enerji yatırımları için feda edilecek zeytin ağaçlarının kökleri çok derinlerdedir. Bu yasa  tasarısı ile yok olacak zeytinlikler binlerce yıldır bu toprakların ekolojik, ekonomik ve kültürel zenginliğinin asli unsuru olarak yaşamaktadırlar. 3573 sayılı zeytincilik Yasasını delme girişimleri son 12 yılda 6 kez TBMM tarafından geri çevrilmiştir. Meclis iradesinin bir kez daha, bütün inançlarca kutsal sayılan zeytin ağaçlarının ve milyonlarca zeytin üreticisi ailenin sonunu getirecek ve ekolojik dengeyi geri dönülmez şekilde tahrip edecek yasa tasarısını geri çevireceğine inanmak istiyorum.

Anadolu’nun BARIŞ aksını oluşturan özel bölgelerinin korunması için Bursa milletvekilleri ortak akılla yola çıkmalı ve önerge sahipleri içindeki her imza sahibini ikna etmelidirler. Zeytin ağacının yüzyıllara yayılan geçmişi, anlık düşünen kişilere yedirilmemelidir. Marmarabirlik başta olmak üzere, tüm zeytin üreticileri Ankara’yı uyarmalıdır.

Zeytin giderse BARIŞ biter… Eğer yasa tasarısı onaylanırsa zeytinlikler madencilerin, enerji şirketlerinin, yol müteahhitlerinin ve inşaat yapanların ellerine geçecek. Türkiye’de ortalama zeytin bahçesi 10 dönümdür. Oysa yasa 25 dönümden küçük yerleri sıradan arazi sınıfına sokuyor.

Tehlike çok büyük. Aman dikkat!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir