Aralarında Bursa milletvekilleri Önder Matlı ile Hüseyin Şahin’in de bulunduğu bir grup milletvekilinin TBMM Başkanlığı’na 2 Mayıs 2014 tarihinde sunduğu yasa teklifi, vergi ve SSK alacakları konusunda yeni bir açılımı beraberinde getirdi.

Cumhuriyet döneminin en büyük ‘mali af’ yasasını bundan 3 yıl önce çıkaran hükümetin, aradan çok kısa bir süre geçmesine karşın yeniden bu yola başvurması, piyasada sıkıntıların devam ettiğini göstermesi açısından ele alınmalı…

Vergi ve SGK prim alacaklarının yanısıra yeni düzenleme; bilançoları düzeltme, kayıtdışı varlıkları kayıt içine alma, kapatılamayan kasaları kapatma ve Soma için yapılacak ödemeler konusunda FON kurulmasını da kapsıyor.

En son 2011 yılı itibarıyla vergi ve prim alacakları ile mükelleflerin devlete olan borçlarına af getirildiğini hatırlayın. O zaman 6111 sayılı yasa ile devlete olan tüm borçlara 36 aya kadar ödeme kolaylığı getirilmişti. Ve o süre geçtiğimiz Nisan ayında sona erdi. Yeni yasa teklifi ile dünyada ilk kez ‘kesintisiz af’ dönemi de başlatılmış olacak.

Oysa yine hatırlayın Maliye Bakanlığı tahsilatları artırmak ve Hazine’yi güçlendirmek adına 30 Mart’ın hemen ardından Türkiye genelinde hemen her borçluya ‘ödemenizi yapın’ içerikli mektuplar göndermiş; bir nebze de olsa başarılı olmuştu. ‘İCRA SİLAHI’nı kullanmaktan çekinmeyecekleri yönündeki satırların ardından ödeme kuyruğuna giren mükellefler, şimdi çıkması muhtemel yasanın ardından sanırım hayal kırıklığı yaşıyorlardır… Zamanında ödeme yapan mükellefin “güven eksikliği yaşaması’ kaçınılmaz…

Yeni düzenleme 30 Nisan 2014 tarihi itibarıyla oluşan borçları kapsamına alıyor…

Motorlu taşıtlar Vergisi, trafik cezaları, gelir ve kurumlar vergisi, SGK prim alacakları konusunda düzenlemeler var… Borçların tümünü silmek ya da faizlerini yok saymak mümkün olmadığı için yasada mükellef lehine kademeli bir indirim yolu seçilmiş… İki ayda bir olmak üzere 18 taksit dikkat çekiyor. Bu 36 aylık nefes almak anlamına da gelebilir…

TBMM Başkanlığı’ndaki yasa teklifinin en can alıcı maddesi ise yüzde 3 vergi karşılığında kayıtdışındaki varlıklara getirilen af… Şirket yönetim kurulu başkanlarının kasadan yaptıkları harcamalar, depoda kayıtsız duran mallar, şirket kayıtlarındaki açıklar, bu tasarıdan yararlanılarak kapatılabilecek.

Bir başka anlatımla, son yıllarda elde edilen kayıtdışı gelirler sisteme dahil edilmiş olacak.

İnanılmaz bir kolaylık!

Bu kayıtdışı paralar, uyuşturucudan, altın kaçakçılığından, tarihi eser yağmalanmasından, kadın ticaretinden, kumardan, rüşvetten, yani yasadışı ne kadar iş varsa oradan elde edilmiş bile olsa yasadan yararlanarak aklamak mümkün hale geliyor. Dünyada çok az sayıda ülkenin cesaret edebileceği bir yasal düzenlemeden söz ediyoruz. Milyonlarca dolar, Euro ya da Sterlin gelebilir…

Türkiye’nin yeni zenginleri bir anda ortaya çıkabilir. Piyasa oyuncularının spekülasyonlarına bile maruz kalabiliriz. Borsa’da büyük yükselmeler, emtia ve konut satışlarında patlama yaşanabilir. Çek ve senet ödemelerinde sorunlar ortadan kalkabilir. Bankaların kredi olanakları artarken faizlerde düşüş yaşanabilir…

Sıcak paraya boğulan Türkiye’de yeni işbirlikleri ile dev yatırımlar bile gündeme taşınabilir. Düşünün Hindistan’daki, Çin’deki, Rusya’daki oligarkların kayıtdışındaki paraları Türkiye’de ortaklık kurdukları şirketlerin kasasına sadece yüzde 3 vergi ile girse… Aklansa ve yatırıma dönüşüverse…

Ya da üretilen ama satılamayan mallar Türkiye’deki şirketlerin depolarında görülmeye başlansa…

Bu yöndeki gelişmeler yasanın çıkması ve Resmi Gazetede yayımlanmasının ardından yaşanacaktır. Kayıtdışına ‘Öcü’ diyenlerin ‘gel, ne olursan ol yine gel’ diye seslendiği günleri yaşıyoruz. Hiç şaşırmadan izlemeye devam edelim.

Bu arada hatırlatırım; 2000, 2001, 2003, 2008 ve 2011 yıllarında çıkarılan af ve düzenlemeler hedefi tutturamadı. Belki bu sefer birşeyler olur…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir